Milyonlarca insanımız, Pijama Terlik televizyon (PTT) ve elinde 33 lük tesbihin yerini alan cep telefonu ile modern dünyanın dokunmatik ürünlerini kullanarak koro halinde kozadaki rolünü hakkıyla doğaçlamaktadırlar fark etmeden.
Bu yığınsal kalabalık, Müslümcü genç gibi bir önceki seçimde oy kullanan kırılası ellerini kemirerek hır çıkarmaya çalışıyor iç aleminde. Küçücük bireysel PTT OYUNUNUN doğaçlamasındaki bitme bilmez figüranlığını bir harakiri ustası gibi oynamaya devam ediyor. Oyun sürdükçe böğrünü jiletlemeye devam ediyor.
Önümüzdeki yıllarda değil, gelecek ay değil, yarın değil, akşama evine yemek için ne götüreceğinin hesabı ancak yapabilen bu muazzam kalabalık sayısal gücünün farkına bile varamamakta.
Milletvekilinden memuruna kamu görevlileri de ‘Kamu gücü’nü bir otorite olarak halka rağmen kullanmaktadır. Gerçek kamu (halk) ise emeklilik kuyruklarında can vermektedirler hemcinslerinin seyirci bakışları altında. İktidar sahipleri bu paranoyak kesimin bir gün uyanacağını aklının ucundan bile geçirmemekte, yığınsal egemen sermayenin ve medyanın desteğiyle. Bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerinin siyasi emelleriyle tevhid ettirerek zulmetmeye devam etmekte. Bu mut’i kalabalığın asla kendi derdinden sağlıklı bir karar veremeyeceğinden emin olarak.
Bu kalabalık güruh, seçim zamanlarında da, sandığa sabahleyin binbir türlü derdinin verdiği sarhoşlukla ve televizyon ve futbol afyonuyla çakırkeyif olmuş beynini kullanarak gitmekte. Oyunu kullanırken de, “UYDUM KALABALIĞA” demekten de asla tereddüt etmemektedir.Ufukta pembe bulutlar görülmediğinden bu hikaye de kısır döngü paradoksu içinde böyle sürüp gidecektir maalesef. Ta ki kaybetmekte olduklarımızı tam olarak kaybettiğimizi anladığımız anda ortaya çıkacak figan orkestrasına kadar. Tabi bu figan ve dövünme orkestrası, tekrarı olmayan bir filmin ağıtları olacaktır. Bardağın dolu tarafındaki dibe vurmuş suyun aksindeyim bu gün. Yazımın sonundan avuntu çıkmadığı için bu gün üzgünüm.Tercihlerin hiçleştiği, özelliklerin genellik hale geldiği, çıkan farklı seslerin çıkıntılaştığı, elbiselerin (içinin) boşaldığı karakterlerin KİMleştiği bir dünyanın penceresinden ufuktaki hayali parıltıyı gören gözün bebeğinden esenlik dileklerimle.
Etiketler: bilinçlenme, insan, Kültür ve Sanat, Toplum, Yaşam