Resim: Semboller, DÖNÜŞÜM, PANGEA, YİN YANG ve SONSUZLUK Üzerine!

 

Kayıp Kıta Mu, Part 2 (Kutsal Semboller) demiş Sevgili Diamond Tema videosuna. Bütün dinlerin, ezoterizmin ortak kökenlerini, SEMBOLLERİ oldukça iyi açıklamış. Videonun başlığını üstte ekledim. İster başlığı kopyalayıp Hz. Google dededen araştırabilirsiniz, isterse yazımın sonuna bırakacağım linke tıklayabilirsiniz. Kültürlerin birbiri üzerindeki etkilerini ortaya koymuş ve DİNLER dahil her şeyin evrimsel sürecin bir yansıması olduğunu açıklamıştır kardeşimiz.

Ben de bu videoyu izledikten sonra MU KITASI ile ilgili tartışma ve araştırmalar için, aşağıdaki notları TARİHE düşmek istiyorum.

Şu an için jeolojik olarak MU Kıtası’na (Lemurya İmparatorluğuna) dair bir kalıntı olmayabilir. Ya da bulunması için elde delil olmayabilir. Delil yoksa biz buna yok diyebiliriz ama bu onun GERÇEKTE YOK olduğuna saplanmamızı gerektirmemeli.
Hatta Atatürk’ün bu kıtayı araştırmak için özel ekip oluşturup gayretlerde bulunması da bizim konuya ilgimizle (kısmî etkisi olsa bile) temelde ilgisi yoktur.

Belki de jeolojik olarak dünyanın geçirdiği tektonik hareketler çok çok çok daha büyük idi ve kıta bütünüyle, diğer kıtaların (yani magma tabakasına, yani yer küre çekirdeğine yakın ortama sıkışmış olabilir. Yani jeolojik olarak (şimdilik) gör(E)mememiz mümkün olabilir. Yer kürenin, taaa eskilerde PANGEA (tüm kıtaların birleşik olduğu hali) ni de düşünürsek bu düşüncem doğru olabilir. Türk okuyucularım için, Artvin, Kars, Ardahan gibi illerimizin, aşağıdaki haritaya bakarak, LAURASIA ve GONVANA kıtalarının birleşim yerinde pasifik okyanusunun sahil kentleri olduğunu göreceklerdir. Zira, 250 Milyon yıl önce, Rodinya’nın yeni şekil almasıyla ortaya çıkan Pangea yer kürenin dönüşünden kaynaklı merkezkaç kuvvetin etkisiyle parçalanıp (Triyas döneminde) Lavrasya ve Gonvana kıtaları ortaya çıkmıştı.

 

Şekilsel bir benzetme yapmak istiyorum bu arada. belki de DÜNYA LİTERATÜRÜNDE İLK KEZ BUNU BURAYA yazı diliyle YAZMIŞ OLACAĞIM.

PANGEA tüm canlıların ana rahmi veya yumurtadaki haline benzemektedir. Bu da şekilsel olarak başlangıcın formunu göstermekte. İnsanın da balığın da kuşun da rahimde veya yumurtada aynı formda olması, maddi varlıkların özüne dair formun (cenin formunun) en ideal form olduğunu söyleyebiliriz.

Kaldı ki, aynı form, evrendeki YİN ve YANG formundaki kıvrımın tekini de temsil etmekte. Bakınız Kore bayrağındaki yin ve yang sembolüne. Bu sembol aynı zamanda dönüşümü ve dönüşümün zorunlu sonucu olan SONSUZLUĞU da sembolize etmektedir. Sonsuzluk çok uzak değil hepimize, belki de bedensel olarak bile birkaç yüz içinde birkaç yüz yıl yaşayabileceğiz bu günkü fiziksel bedenlerimizde.

Evrenin başlangıcı dahil onun dönüşümü, maddi anlamda cenin sembolüyle karşımıza çıkarken, onun dönen ve titreşen yapısı da gerek makrodaki gerek mikrodaki gerek ezoterik ve eterik yapıdaki titreşimi göstermektedir.

Başlangıcın ve bitişin aslında birbirinin içinde, ahenkle komşuluk yaptığını, evrenin hep de bu döngüde olageldiğini çok güzel görebiliriz, eğer gerçekten görmek istersek. Titreşimde kalınız efendim. Titreşimimiz güçlü olduğu kadar en üst akla yaklaşabiliyoruz zira.

TİTREŞİMİMİZ GÜÇLÜ OLSUN EFENDİM.
Sağlıcakla kalınız.

#foreverfurtherforfaith
#ahmeteminfidan

Diamond Tema’nın Dinlerin Etkileşimi ve Semboller Konulu Videosunun Linki:

Paylaş

Etiketler: