Resim: Siyasal Düşüncelerdeki Flörtleşme Karmaşasının Sonuçları

 

Yakın Dönem Türk Siyasal Hayatındaki Siyasal ve İdeolojik Evliliklerin Yumuşakçalaşma Süreci ve Cinin Şişeden Çıkması
Son 25 yılın belki de tek en iyi yönü, yakın dönem Türk Siyasal Hayatında her kesimin her kesimle bir şekilde bir dönem dahi olsa kurumsal evlilik ve flört dönemi yaşamış olmasıdır. CHP-Saadet, AKP-HDP, MHP-AKP, CHP-İyi Parti, İşçi (Vatan) Partisi-AKP, İyi Parti-HDP, CHP-HDP, Saadet-ÖDP-CHP-BBP… vs. Eski ideolojik ayrışmaları temsil eden her bir parti, hem iktidar hem muhalefet bloğunda birbiriyle çapraz-düz, simetrik-asimetrik, soyut-somut, doğrudan-dolaylı sıra dışı ne kadar olacaksa en az o kadar karmakarışık ilişkiler içine girdiler, ortaklık yaptılar, belki dost, belki kardeş, berki ortak belki işbirlikçi oldular. Bu ilişkiler bütünü evlilik olsaydı eğer, rengârenk çocuklar, hatta ucubeler doğardı. Çünkü bu süreçte bu partilerin hem ilişki türü, hem de ilişkide bulunan kitlelerin yapısı anomalilerle doluydu. 
 
Kısaca, Z. Gökalp’ten gelen, Türkçülük-Batıcılık-İslam’cılık* akımlarını temsil eden, onlarca parti, hem iktidarda hem muhalefet kanalında çok yakın işbirliğine ve ortak kadere baş koydular.
 
Bu gün için hiç bir siyasi partinin hiç bir siyasi partiyi VATAN HAİNİ veya millet düşmanı ilan etmeye hakkı yok. Zira yakın dönem Türk siyasal hayatı kronolojisinde her siyasal parti ve /veya temsil ettiği ideoloji bir çok farklı siyasal parti veya temsilcisiyle iş birliği ve ortaklık yapmıştır. Sonuç olarak, 25 yıl önceki pür ideolojik hijyenik ayrışma geri dönüşü olmayacak şekilde sona ermiş, daha önceki dönemlerdeki kadim ideolojik düşün sistemindeki kemikler kıkırdağa, kıkırdaklar löp ete dönüşmüştür.
 
Hazır böylesi bir sürece gelinmişken, hiç bir kesim hiç bir kesimi HAİNLİKLE suçlamasın artık, löp et çürümeden et-sote olarak ülke hayrına yönlendirilerek sofraya servis edilsin.
 
YURDUMUN İNSANI DA KARNEYE BAKSIN:
-Aldığı maaşın reel bazda karşılığına baksın,
-İşsizlik oranına baksın,
-Son 25 yıldaki, İthalatın ihracatı karşılama oranına baksın.
-Son 25 yıldaki GSMH ya baksın.
-Kurum ve kuruluşların KURUMSALLAŞMA düzeylerine baksın,
-Son 25 yılın gelir bölüşümüne baksın.
-Son 25 yılda EĞİTİMİN BÜTÇEDEN ALDIĞI PAYA baksın.
-Süt tüketimine, kitap okuma oranlarına baksın, ve oy kullanacağı zaman bunları görmeye çalışsın.
 
Zaten bu verilere bakınca çok rahatlıkla ülke olarak inişte miyiz, çıkışta mıyız görülebilecektir.
 
Mikro-kredilerle oy devşirme lüksü de yok bu gün artık. Devlet kaynakları satıla satıla rant dağıtıla dağıtıla dağıtacak veya peşkeş çekilecek kaynak kalmadı, hazine vahim durumda.
 
Teknoloji geliştikçe, salgın sürecinde insanlar evde kaldıkça, ÖTEKİNİ, BAŞKA ÜLKELERİ, BAŞKA EKONOMİLERİ, BAŞKA REFEH SEVİYESİNDEKİ İNSANLARI görmeye başladı.
 
Siyasal aktörlerin, salgın sürecinde elindeki akıllı telefon ve karşısındaki bilgisayarlar üzerinden ötekini daha fazla görebilen evde kalan insan kitlesini artık, beyaz, gri ve kara yalanlarla kandırma şansı kalmadı.
 
ENNİHAYET:
 
Sayın iktidar ve iktidar adayları, adam gibi hizmet etmek zorundasınız artık. Zira
CİN ŞİŞEDEN ÇIKMIŞTIR.
 
(*) İslamcılık terimini özellikle kullandım. Zira son kertede durum, İslam’ı yaşamaktan çıkmış, İslam’ın (maalesef) alınıp satılabilen metaya dönüştüğü İSLAM SOSYO EKONOMİSİ ve SEKTÖRÜ döneme gelinmiştir. Bu noktada da siyasal anlamda İslamcı söylem tam da yerine uygun kullanılmaktadır. Dinin kullanılması anlamında da son durum; CİN ŞİŞEDEN ÇIKMIŞTIR.
 
Paylaş