Bir zamanlar Merhum Turgut Özal’a vurmak (eleştirmek) inanılmaz karizmatik ve popüler bir fenomendi. Çünkü Özal inanılmaz enerjik, enerjik olduğu kadar değişimci, değişimci olduğu kadar cesur cesur olduğu kadar sivil, sivil olduğu kadar da ülkesini severdi. Şimdi ülkesini severdi ifadesini okuyan muhalif kesim der ki, ülkesini sevmesi diğer özellikleri kadar ise eğer, demek ki özal ülkesini sevmediğine hatta ihanet ettiğine göre, diğer bütün özellikler yersiz ve hoş iltifattan ibaretmiş.
Ben çoğu zaman yaşayan kişilere karşı övgü cümlelerini beceremem. Allahtan ki, Özal bu gün merhumdur. Ardından hos seda bırakmış büyük bir devlet adamıdır. Ve ardından güzel cümleler kurmak beni oldukça mutlu etmektedir. O’nun öldüğü gün İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin mezuniyet yıllığını hazırlayan komitenin yayın kurulu başkanıydım. Yıllığımızın en sonuna onun resminin altına düştüğüm cümlemi burada paylaşmak istiyorum.
“Devlet Adamı Turgut Özal’ı kaybettik. Türk Milleti Onu unutmayacaktır.” Bendeniz bu cümleyi kurarken herkesin istediği gibi anlayabileceği şekilde cümleyi kurgulamıştır. Türk milleti onu unutmayacaktır. (iyi veya kötü olarak) Ancak geçen tamı tamına onbeş sene sonra, bu parantez içi cümlemin kötü kısmı kaybolup gitmiştir. Yine bir kısım kronik muhalefet kesimi diyecektir ki, bu gün Türkiye’deki ne kadar bozulma veya dejenerasyon varsa Özal’ın ürünüdür. Bu cümleyi sarf etmek o kadar kolay ve o kadar aldatıcı ki, neresinden ele alacağımı bile düşünemiyorum.
O zamanki dönem (konjonktür) içinde Türkiye’de kim başbakan veya cumhurbaşkanlığı yapıyor olsaydı, onun yaptığı kötü olan (nelerse) her şeyi yapardı. Çünkü sadece Türkiye değil dünya büyük bir değişim ve teknolojik karıncalanma ve dijital devrim yaşamaktaydı. Bütün bunlar olurken eski kadim mantıkla yasakçı engelleyici mutlak anlamda planlayıcı mantıkla olaya yaklaşan dünyanın gerisinde kalırdı.
Takdir edersiniz ki ülkemiz geri kalmış bir ülke değildir. İster bana hak verir, ister vermezsiniz ama bu günkü tarih olarak şunları söyleyebilirim. Türkiye gelecek on sene içinde Avrupa birliği ülkeleri standardına ulaşacak ve Avrupa Birliğine girmesi anlamsız hatta komik hale gelecektir. Çünkü biz zaten onların standardına ulaşmış olacağımız için onlar bizlerin (Türkiye’nin) eşiğini aşındıracaktır. Bizler vatandaş olarak şu an suyun içindeki balığın suyu bilememesi gibi, üzerinde yaşadığımız ülkenin büyüklüğünü potansiyelini, gücünü görememekteyiz. Ama şu bir gerçektir ki, Türkiye sadece bölgesinde değil bütün dünyada TAM ANLAMIYLA BİR DENGE UNSURUDUR.
Merhum Özal’ın başlığında bu cümleleri ifade etmemin nedeni ise, bu günkü cesur ve dinamik yapımızı sanayici ve işadamlarımıza vizyon vermiş bu vizyon ve içsel güç ile bu günlere gelinmiştir. Bu gün yapılası gereken ortadadır. Sayın Erdoğan’ın önceliği, işsizlik ve gelir bölüşümünün adil olmasını sağlamaktır. Ancak ne var ki, Sn. Erdoğan ya kendisi ya da kendini yanlış yönlendirek danışmanları tarafından bir çuval kömür ve onbeş günlük kumanyaya oyunu değişen kitlelerin sağır ve kör oylarına güvenerek ülkenin gerçek sahibi olan vergilerini ödeyen sabit gelirlileri ortadireği görmemektedir.
Partiye aktığı zannedilen bu sanal sağır oylar, kömürün ve kumanyanın devamı gelmediği durumda küçük bir rüzgarla yön değiştirecektir. Şu an bu niteliksiz oylar partiyi yüzde kırkların üzerinde tutmaktadır. İşte bu nedenledir ki ülkemizde işsizlik yüzde onbirlerdedir. İş vermeyeceksin ki, muhtaç olacak, muhtaç olacak ki kumanya alacak, kumanya alacak ki, oyunu satacak. BU KISIR VE UTANÇ VERİCİ MEKANİZMA ACİLEN TERKEDİLMELİDİR. Hükümet derhal gerçek anlamda güç alması gereken kitlelere yönelip isszizliğin önlenmesi ve gelir bölüşümünün adilleştirilmesine yönelmelidir.
Ruhun şad olsun büyük insan. Seni rahmetle anıyoruz. Vizyonun ülkemizi daha ileriye doğru taşıyacaktır sayın sevgili sivil merhum cumhurbaşkanımız.
Mutlu yarınlar dileklerimle.
Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar https://www.yazarport.com, https://www.gunesgazetesi.net https://www.bilgiagi.net https://www.bilgievreni.com, https://www.siyasalforum.net https://www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.