23 Mart 2009 tarihli gazetemizde “DTP Tek Başına İktidar Olunca” başlıklı yazımın başında bir alt başlık ortaya koymuştum. Bu alt başlığı bu yazıya girizgah yapmak istedim. Türk Siyasal Hayatında “Bölgesel Siyaset” Kavramına Doğru ” alt başlığında vurgulamak istediğim gibi, bu gün itibarıyla siyasal hayatımızda coğrafi anlamda siyasal kısırlaşma gittikçe kronikleşmektedir.
Siyasal Partilerin aldıkları oy dağılımını Türkiye haritası üzerine yerleştirdiğimizde yıllardır karşımıza benzeri bir gerçek çıkmaktadır. Ülkenin Sahil kesimleri daha çok liberal veya sosyal demokrat partileri tercih ederken, iç kesimler daha çok muhafazakar partileri ve/veya dinsel eğilimli partileri tercih etmektedir. Böylesi bir dağılım ilk bakışta doğal karşılanabilir. Zira seçmen profilleri açısından önceden kestirilebilir bir siyasal davranış ortaya konmaktadır. Ancak ülke içindeki insan katmanlarının bu anlamda ayrışık yapı içinde olması sorun doğurmazken, bu kitleler üzerine siyaset yapan partilerin biraz da kolaya kaçarak bu kesimler üzerine oynadıklarını görmekteyiz. Bu da Türk Siyasal hayatındaki kurumsal aktörlerin diğer toplum katmanlarına karşı körleşmesini doğurmaktadır. Bu körleşme ise, toplum içindeki kültürel çatışmalar için potansiyel bir risk ortaya çıkarmaktadır.
Bahsini ettiğimiz farklılaşmanın temelinde hem iklimin, hem kent olgusunun, hem gelir etkisinin hem eğitim etkisinin olduğunu bilsek te, bu bağlamda Türk toplumsal yapısını doğrudan değiştirme gereği ve/veya durumu yoktur. Toplumsal örgünün değiştirilmesi veya toplum katmanlarının hayat tarzına müdahale edilmesindense ülke içindeki siyasal partilerin bu katmanları algılayacak ve olduğu gibi kabul edecek şekilde reel politikalarını oluşturmaları daha kolay ve de doğru olacaktır. Böyle bir politik tercih durumunda ise, ülkenin sahil kesimleri ile iç kesimleri arasında yerleşik bir siyasal parti şablonu ortaya çıkmayacaktır. Bir diğer tabirle, ne sahil kesimleri sosyal demokrat veya liberal kesimlerin arka bahçesi, ne de kırsal kesimler muhafazakar veya dinsel eğilimli partilerin arka bahçesi olacaktır.
Siyasal gözlemci ve siyaset bilimciler olarak ileri sürmek istediğimiz konu özetle, toplumun parti politikalarına göre yönlenmesi değil, parti politikalarının toplumsal katmana göre belirlenmesi gereğidir. Zira böylesi bir bakış açısı hem daha kolay, hem daha çoğulcu, hem daha demokratik, hem daha zengin, hem daha renkli ve hatta pragmatik olacaktır. Böylesi zengin fayda dağılım düzleminde siyasal partilerin şabloncu ve dayatmacı politika üretmeleri ise ezici, acıtıcı ve hatta afaki olacaktır.
Toplumun bilinçlendirilmesi , gerekirse yönlendirilmesi konusunda, reel siyasal tabanlı örgütler tarafından değil de siyasal partilere angaje olmamış sivil toplum kuruluşları tarafından öncelikli rol üstlenilmesi ve hatta devletin böylesi bilinçlendirme çalışmaların doğrudan olmasa bile dolaylı destek olması gerekmektedir. Bu destek birincil olarak para aktarmak yerine, en başta engel olmamak, yer, imkan ve fırsat tanımak, ülke geneli toplumsal koordinasyon sağlamak şeklinde olmalıdır.
Bilgi yoğun toplumsal yapıda devletin mümkün olduğu kadar küçültülüp toplumsal katmanlara para dağıtan kimliğini bırakması gerekmektedir. Çünkü devlet belli kesimlere para dağıtmak için belli kesimlerden de ağır vergiler almakta, devlet mekanizmasındaki ajanlar da bu dağıtma işinden hem ekonomik hem siyasal tabanlı komisyon almaktadır. Bir diğer tabirle benim ödediğim vergilerle yine bana karşı bezirganlık yapmaktadır.
İşte bu bezirganlar bir kısım toplum katmanlarına karşı kısır ve angaje oldukça dayatmacı mantıkla ata et ite ot verip ülke kaynaklarını çarçur etmektedir.
Siyasal partilerimizin topluma dayatmacı yaklaşmaması önyargısız ve hoşgörülü bakışları, başta kendi politik çıkarına uygun düşecek dolaylı olarak ta ülke içindeki çoğulcu yapı daha sağlıklı korunmuş ve hatta geliştirilmiş olacaktır.
Esenlik dileklerimle.
Not:Bu yazı, www.bilgiagi.net, www.timeturk.com, www.bilgievreni.com, www.haberanaliz.net www.siyasalforum.net, www.gunesgazetesi.net, www.kamudanhaber.com www.gercekgazete.web.tr, ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Balıkesir Demokrat, Marmara Bölge, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Etiketler: bilinçlenme, demokrasi, devlet, politika, Siyaset, sosyoloji, Toplum