derinlerin-cakismasi copy

 

Hakan ŞÜKÜR AK Parti’den İstifa Etti! Bu haber sinir uçlarını nasıl etkileyecek? Bardağı taşıran kaçıncı damla?

Cemaat – Parti çatışmasında sosyal medyada duvar yazılarım ve twitlerimde ara ara dokundurduğum AT İZİ, İT İZİ, HANGİSİ HAK İZİ cümlelerimle canlanan serzeniş aslında son derece girift bir uyutma oyununun arasındaki gece yarısı uyanmasıidi. Gece yarısı uykusundan uyanılacak, bir bardak su içildikten sonra tekrar yön değiştirerek uyumaya devam edilecekti.

Bu gün itibarıyla yaşanılan durum, gelinen nokta, ikili bir strateji oyununda birinin ipinin çekilip birinin tercih edilmesiydi.

Bu süreçte, Amerika zoru başarıyor aslında. Zira bir partiyi bölüp yıkmak çok daha kolaydır. Bu iş, yakın geleceğe bırakılarak zor başarılmalıydı. Burada kimse anlamak istemiyor ama, asıl itabarsızlaştırılmaya çalışılan hatta ipi çekilen cemaattir.

Birleşik Devletler (bardağı taşıran sebebi bilmediğim) bir hadiseden dolayı çözmesi / dağıtması çok daha zor olan resmi anlamda formel /kurumsal olmayan bir örgütü yok ediyor. Zira cemaatin en güçlü yönü, RESMİ ANLAMDA formel bir yapısının olmaması idi. Cemaat, bir bütün olarak gayrı resmi bir TÜZEL KİŞİLİK veya bir anlamda kurumlar / kuruluşlar üst federasyonu şeklindeydi.

Devasa boyutlara ulaşmış resmi ve formel kurum ve kuruluşlar çok naif bir itaat mantalitesi ile yürümekteydi. Bu devasa tüzel kişiliklerde ister istemez rant paylaşımı (EHL-İ İSLAMA HİZMET çizgisinde kalındığı sürece) rant kavgasına dönüşmüyordu.

Sn. Gülen’in yurt dışında olması ve yurt içinde olup bitenler ve en üst noktadaki aksiyon birliktelikleri yurt içinde izah edilemez hale geldi ve at izi ile it izini ayıramayan HAK izi peşinde koşan kimi vicdan sahipleri bu sanal federasyona hatta konfederasyona inancını kaybetmeye başlayınca kendine en yakın ve en güçlü görülen SİYASAL BİRLİKTELİK olan partiden yana kullanmaya başladı. Bu durum, önce parti-cemaat ilişkisinde birbirlerinin sinir uçlarını ortaya çıkardı ve ardından bir şekilde bu iki örgüt (parti ve cemaat) birbirinin bulunduğu dalı kesmeye başladı. Bu süreçte parti taban ile çok yakın ilişki kurmuş hatta kaynaşmış, yer yer menfaat / rant noktasında ödünleşmiş olması nedeniyle sanal konfederasyondansa reel örgüt olan partiye daha yakın bir duruş sergilenmesi gereğini ortaya çıkarmış, taşranın yeşil sermayesi görüleni ve kolayı tercih ederek işaretini PARTİye yönelik vermişti.

Kim ne derse desin (malesef) kısa ve orta vadede bu süreçte kaybeden taraf cemaat olmuştur. Bu kayıp aslında  Türkiye’nin kayıbıdır. Zire büyük güçler tepe noktasına hakim olsa bile, tabanını tam olarak keşfedemediği onlara göre bilinmeyen BÜYÜK TEHLİKENİN ölüm fermanını imzalamışlardı. Sürecin devamında hızlı bir çözülüş görülecektir.

Gizemli yeşil derin devletin gizemsiz turkuaz derin devlete tercih edilmeyeceğinden dolayı, tercih gizemsiz  / bilinen ve çözmesi kolay görülenin şimdilik güçlü kalması yönünde eylem birliğine gidilmiş oldu.

Ne var ki, oyunda oyuncuların performansı, hissi kablel vukû’su (ön sezisi ve öz sezisi) stratejik deniliğe dayalı kıvraklık ile bütünleştiğinde tepe noktasında alternatif kombinasyonlarla dünya yüzünde belki kimsenin öngöremeyeceği, öngörse bile KADER ÇİZGİSİ İÇİNDE bilemeyeceği manevralar ve gizemli sinerjiler ortaya çıkabilecektir.

Oyunun içinde oyun varsa,

Rabb’in oyunu daha üsttedir.

Ülkemiz için gelişen olayların hayırlar getirmesi temennisiyle esen kalınız.

Paylaş

Etiketler: , , , , , ,