Manzara seyretmek, ister yazın ister kışın isterse her iki baharda ayrı bir güzelliktir. Her dört mevsimin insan ömrü gibi bir yılda apayrı güzellikleri getirdikleri ve götürdükleri olur insandan. Gerek yaz baharı, gerek kışbaharı olsun ara dönemler olduklarından tutkuları ve heveslileri çoktur. Mevsimin ara türlerini tercih edenler çok iken kent makroformunun ara türlerini tercih edenler çok mudur acaba.
Mevsimlerden kent kültürü ve makroformuna hafif kasisli hızlı bir giriş yapacak olursak, kent kültüründe, kent mimarisinde hasılı kentin maddi manevi makroformunda ara türlerin insan psikolojisi üzerinde etken ve edilgen olarak ne gibi etkileri var onu değerlendirmeye çalışmak istiyorum.
Yüksek bir mevkie çıktığınızda, ya da uçağınız kent üzerinde iniş için orer yapmaya başladığında ya da trende veya otobüste yolculuk yaparken kibrit kutuları ve kibrit kutularının balkon ve çatılarından taşan çanakları görürsünüz her daim.
Daha düne kadar her bir apartmanın çatısı tarak dişi gibi eski tür antenlerle dolup taşardı. Hatta öyle ki, çatıya çıkıp anteninizi yerleştirmek için birkaç direk te olsa yer bulamazdınız. Şimdilerde ise, bu tarak dişi gibi antenlerin kaybolduğunu, cybersapience toplumuna hazırlıkta ara dönem olan günümüz toplumunun kibrit kutusu evlerinin çatı ve balkonları yaprak yaprak çanaklarla dolup taşmaktadır.
Gerek Türkiye’de gerekse dünyada artık en küçük bir apartmanda bile apartman yönetimi bulunmaktadır. Ne tuhaftır ki, apartman sakinleri ve/veya yöneticileri hepsi bir araya gelerek merkezi bir uydu sistemi kurmamakta, buna karşın büyük meblağlar ödeyerek bireysel olarak Türkiye ve Dünya televizyon yayınlarını izlemeyi tercih etmekteler. Oysa ki bu sadece ve sadece basit bir tercih meselesidir. Yapılacak denir. Karar birliğine varılır ve yapılır. Bir apartmanda merkezi bir uydu yayın sisteminin kurulması ile her katta yaşayanların olaya bireysel çözümlemede bulunması arasında gerek ekonomik yönden gerek görüntü kirliliği ve kent estetiği açısından takdir edersiniz ki büyük farklar olacak, toplu hareketlerde büyük avantajlar sağlanacaktır.
Tabi biz bu satırları yazarız ama yine Hakan Bey veya Emine Hanım yine gider elektronikçiye bireysel çözüme başvurur, çatısına veya balkonuna bir tane değil iki tane birden çanak taktırır. Tabi bu çanaklardan biri Avrupa’ya biri de Türkiye’ye tutulmaktadır. Bu davranışları veya hareketleriyle kapitalist dünyanın tüketim kültürüne itaatkar asker gibi hizmet etmekteler. Tüket, kullan at kültürünün insancıklarının bu rollerini özveriyle yıllarca sürdürmekte olması ayrı bir vahamet örneğidir.
Durum bu iken, siz kime çanak tutmaktasınız efendim. Ve nasıl çanak tutmaktasınız. Bu konuda toplumsal sorumluluğun ne kadarını üzerinizde hissediyorsunuz.
Pazarınız keyifli geleceğiniz aydın olsun.
Not:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, https://www.bilgievreni.com, https://www.gazetecanik.com, https://www.kamudanhaber.com, https://www.siyasalforum.net, https://www.gercekgazete.web.tr, https://www.ahmetfidan.com ile, Gerçek Gazete ve Balıkesir Demokrat gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Etiketler: estetik, hayat, Kent, kent estetiği, Kültür ve Sanat, teknoloji, Toplum