Daha dün gibi hatırlıyorum, Kırk yaşımla ilgili yazımı. “Yaş Kırk Yolun Yarısı Eder” demiştim hatta başlıkta. O günkü duygularımla yazdıklarımın üzerine aradan bir yıl gibi (bir insan ömrüne göre) kısa bir zaman geçse de üzerine ilave edilecek önemli şeyler olduğunu belirtmek istiyorum.
Şimdiye kadar hep yılların insanlara uğurlu gelip gelmediği ile ilgili şeyler söylendiğinde bu tür değerlendirmeleri çok saçma bulduğumu ortaya koymuşumdur. Ancak bu düşüncemi 2011 yılı için bir kenara bırakmak istiyorum. Çünkü 2010 yılı şahsım için kayıp yılı olmasa da kazanç yılı olmadığı da bir gerçekti.
Böyle olsa da hayatım boyu 2010 yılını 2011 yılının başlangıcı olması nedeniyle çok seveceğim. Zira şahsım için 2011 yılı oldukça bereketli geçmektedir. Bunu bu gün itibarıyla söyleyebilirim çünkü en azından 2011 yılının yarısını çoktan geride bıraktık bile. İster iş hayatımda Devamını Okuyun
Etiketler: 41. yaş, 41. yaş günü, ahmet fidan, ahmet fidan doğum günü, doğum günü, doğum günüm, Yaşam
Bir bebek bile düşünür, sırt üstü yatarken veya yüzüstü yatarken. Gözünün önündeki daracık manzarayı kendince algılamaya çalışır. Bir kendi vardır, bir vücudu bir de elleri ve kolları. Bildiği en kesin bilgi budur ilk aylarda. Sonra bir şeyi fark eder. Yanında her zaman varolan annesini/babasını ve/veya bakıcısını. Sonra yavaş yavaş tanım yapmaya başlar kendi zihninde.
Gördükleri ile her zaman karşısında olan gözlerinin içine bakan kişinin/kişilerin söylediklerini bir araya getirerek tanımlamaya, anlamaya, algılamaya başlar. Tek ve en önemli doğru vardır, gördükleri karşısında sürekli gözlerine bakan kişi veya kişilerin gösterdiği tepkiler. Devamını Okuyun
Etiketler: birliktelik, can, candanlık, candarlık, günce, hayat ikizi, ikiz, insan, ömürlük sevgi, ömürlük sevgisi, pazar yazısı, ruh ikizi, taklit, Toplum, yansıtma, Yaşam
Yolun, Yolcunun ve Yolculuğun Üzerine Öz-tutulmasına Dair Sözdeyişlerim
Yol mu önemli, yolcu mu yoksa yolculuk mu önemli diye sorasım gelir bir bilge kişiye.
Kişi ey-dür derviş baba,
yolda ümit var idiyse, yolcunun GÜLümsemesi, onun ay ve gün=eşiyse,
yolda demlenmek, yolculuğa feda, vedûd a geda eylemişse,
Yol da önemlidir, yolcu da önemli, yolculukta önemli, iz ettiğin yola öz değmişse…
*****
Hancılar su dökmez ardından yolcuların, yol uzundur, menzil de,
yolcu çok yolculuk ta çoktur.
Hancısının da, yolcusunun da öznesi birbirinde saklı yolculukların adımlarının tavı,
o yolculuğun ilk adımında bellidir oysa ki….
Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın bu toprak diyerekten kabaran kalplerin, üşüyen bedenlerin, ürperen tenlerin tılsımıyla örtülmüştür çoğu zaman yüreğin kefil olduğu yolculuklar, sürsün diye namütenahi ukbaya değin.
*****
Ey sevgili,
Yeminleri sök dudaklarından, sus, suskunluğun armağanın olsun,
Öyle bir iz düşür ki aksine, yüreğinin kefilliği armağan olsun.
Bencileyin iz etmekteyken kem gözlere inat, yolculuğun ilk adımlarında,
Sencileyin nice zaferler gömmüşsün yüreğine, zebunkûş tereddütlerin eritip,
Nâmütenâhi yolculuğumuzu nakşettiğimiz, her gün zevkle oynayacağımız evcilik oyunlarında.
*****
Ey sevgili,
Öznesi benim olduğum tümcelerimin,
sözcüsü senin olduğun sözcüklerinin,
zifirine yatırdığın sır kokulu şiirlerinin
ruşeymine kodladığımız (yarına çıkan yolculuğumuzun) neş’esindeyim…
*****
Ey sevgili,
Kristalleşmiş gözyaşlarının iz ettiği yanakların dökülmüş önüne,
El değil, kol değil, nice can kırıklarını gizlediğin yenine.
Suskunluklarını armağan ettiğin nice hır çıkarıcı vaveylalarda,
Dudaklarını bükmüşsün, konuşmamaya inat, toz pembe yarınlar adına…
Ey Sevgili,
Gözbebeklerimin içine doğmuş güneşin gün=eşi olmak için,
Söz tutmaktasın yüreğini kefil koyarak bir ömürlük yürünecek
Arnavut kaldırımlı taş sokaklarımızda…
Ey Sevgili,
Ben mor bulutların altında erguvan ağaçlarını sayarken bu kutsal yolculukta,
Sen se, rûyalarında vedûd ikliminde mündemiç kalbinin rikkatinin dikkatindesin.
Sen yürümekteysen bu kutsal yolculukta, bilâ tereddüt, billahi yürüyemesem de sürüneceğim.
Yazı Sözlüğü:
Vedûd: İlahi aşkın maşukla ilişkisi, sevginin en zirve noktası.
Menzil: Ulaşılması düşünülen nihai nokta, varış yeri.
Nâmütenâhî: Sonsuz, bitme bilmez
Ukbâ: Ahiret
Zebunkûş: Acımasızlık, gaddarlık, zulüm
Ruşeym: Tohumun özü
Vâveylâ: (Acıların etkisiyle) yüksek sesle haykırmak
Mündemiç: Yer alma, yer bulma, yer etme
Rikkat: İncelik, şefkatli merhamet
Not:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, https://www.bilgievreni.com, https://www.gazetecanik.com, https://www.kamudanhaber.com, https://www.siyasalforum.net, https://www.ahmetfidan.com ile, Halkın Sesi, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Etiketler: ahmet fidan, ahmetfidan.com, aşk, bilgi agı, bilgiağı, birliktelik, evlilik, ilahi aşk, kalp, kalp birlikteliği, kalp bütünlüğü, kalp kefaleti, ruh birlikteliği, yol, yolcu, Yolculuk, yüreği kefil etmek, yüreği kefil koymak, yürek, yürek kefaleti, yürek kefilliği
Sürü Dağ Yolunda
Alıp Başını Gider Rüstem Emmi Yaylaya Doğru
Rüstem Emmi sabahın beşinde kalkar
Kerpiç yığma tuğladan tek katlı dört gözlü yeterince geniş olan evinin en geniş bölümü olan bizim adına mutfak dediğimiz içeri odada, yine bizim adına şömine dediğimiz ama şömineden biraz daha genişçe olan ocağın içine yerleştirdiği kuzineyi o an orada olan kağıt, çalı çırpı ne varsa tutuşturarak yakar. On iki kişilik alemiyon demliği ağzına kadar doldurarak kuzinenin üzerine koyar.
Rüstem Emmi ile Zarife Bacı için en özel zamanlar bu zamanlardır. Zamanın uyandığı ama çocukların hala kan uykusunda olduğu anlardır. Rüstem Emmi, Zarife Bacıya daha çok zaman ayırmak Devamını Okuyun
Etiketler: günce, köy, köylü, öykü, pazar yazısı, Yaşam
Sosyal Demokratlar Neden Farm Villa Oynar?
Bazen çok merak ettiğim konular olur ve bu merakımı gidermek için doğal olarak önce en yakınlarıma, sonra google amcaya sorarım. Adamakıllı bir bilgi almak için de görüşlerine itibar ettiğim kişilere sorarım. Gecenin yarısında iş yoğunluğundan kafayı sıyırmışken birden ‘bu sosyal demokratların çoğu farm ville oynuyorlar, acaba neden’ diye düşünmeye başladım. Bu düşünmeyi de sesli olarak okurlarımla paylaşmayı uygun gördüm ve ortaya tahmin ediyorum ki saçma bir yazı çıkacak. Bu yazı saçma salak bir yazı da olsa bir gözlemdir. Bu gözlemimin, yorumlarla doğru bir gözlem mi yanlış bir gözlem mi olduğu ortaya çıkacaktır.
Bu soruyu farm ville oynayan dostlara sordum. İnanılmaz bir savunma geldi. Ben bu yazıyı yazmaya başlamadan önce oklarımı bilemiş ve farmville oynayanlara atmak için hazırlamıştım. Ama savunma mekanizmaları beni bu yazıda biraz daha insaflı davramaya itti. Devamını Okuyun
Etiketler: demokrat ville, farm ville, farm ville oyunu, farmville, neden farm ville, sosyal demorkatlar, sosyal ville
Yıllardan 1982, aylardan Mayıs ve Mayısın biri.
12 Eylül Çocuğu
12 yaşlarında çocuğum. Okul yoktu ki, sanırım hafta sonuydu. Annemle pazara gidiyorduk. Bahçemizde topladıklarımızı satmak için kasabaya (ilçe merkezindeki pazar yerine) Annemin sırtında uzun sepet, ellerinde iki tane bakır yoğurt bakracı, benim iki elimde naylon telis kumaşından yapılmış ağzına kadar tepili pazar çantası.
Annemin pazar çantasının içinde evde bahçede ne ürettiyse onlar, benim çantamın içinde de bahçemizden topladığım üzüm teveğinin yaprakları (Yaprak sarması yapılan üzüm yaprağı) Kırkbeş dakikalık yürümenin ardından şehir merkezine yaklaştık. Biz yürürken, nümayiş (miting) sesleri yankılanmakta sokaklarda, “üreten biz tüketen biz olacağız” “söke söke alırız” “ölmek var dönmek yok” gibi sloganlar kulaklarımda hala çınlamakta. Devamını Okuyun
Etiketler: 12 eylül, 12 eylül anayasası, 12 Eylül revizyonu, anarşist, aneşit, darbe, fatsa, fatsa günleri, fatsa olayları, fındık mitingleri, halk oylaması, ihtilal, insan, miting, pazar yazısı, referandum, Siyaset, Toplum