Kıyılara dolgu yapılmasına prensip olarak karşı çıkmak pek anlamlı olmaz. Çünkü olayı bir çok kriter açısından değerlendirmek gerekir. İster yerel olsun ister merkezi olsun bir ihtiyacı oraya koyan veya dile getirenden bu ihtiyacın bir çok açıdan uygun olup olmadığını düşünmesi veya göz önünde bulundurması beklenemez. Bunu düşünmek ihtiyacı dinleyen ve icraatı yapacak olan kişi veya kuruma aittir. Bu kişi Devamını Okuyun
Etiketler: bilinçlenme, çevre, Kent, kent esetği, kıyı, kıyı dolgusu, yönetim
Bazı meslektaşlarım yazılarını yazarlar sonra ben bu yazıma en nasıl bir başlık koyayım diye düşünürler. Çoğu zaman yazıyı yazmaktan daha zordur başlık koyması derler. Bende durum tam tersi. Yazıyı yazarım ama daha yazımı kaleme alırken, bir sürü yazı başlığı gelir aklıma. Hangisini koyacağım diye seçim yapmakta zorlanırım. Hani bir söz var ya, Devamını Okuyun
Etiketler: bilinçlenme, çevre, Kültür ve Sanat, küresel, Toplum
İstatistiklere bakılırsa, 2008 yılının Ağustos ayının en çok orman yangını yaşandığı ay olduğu görülür. Öyle ki son 30 yılın bütün bir yazda belki de son 50 yılın en fazla ve en zayiatlı orman yangını yaşanmıştır.
Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, antalya ‘daki yangın, 1979 yılından bu yana en büyük orman yangını olarak kayıtlara geçti. Türkiye , en büyük orman yangınını 23 Mart 1979 tarihinde Muğla ‘nın Marmaris ilçesi Çetibeli köyünde yaşamıştı. Çıkış sebebi bilinmeyen yangında 13 bin 260 hektar orman alevlere kurban gitmişti. İstatistiklere göre, 27 Temmuz 1996 tarihinden beri çıkan büyük orman yangınları 5 bin hektarı geçmedi. Daha çok Muğla , antalya , Çanakkale üçgeninde çıkan büyük yangınlar, bin 200 ile 4 bin hektar arasında etkili oldu. Marmaris ‘e bağlı Çetibeli köyünde 27 Temmuz 1996 tarihinde ihmal ve dikkatsizlik sonucu çıkan ve beş gün sonra kontrol altına alınabilen yangında toplam 7 bin hektar alan kül olurken, 25 Temmuz 1994 ‘te Çanakkale Eceabat’ta anız kaynaklı çıkan yangın 4 bin hektar yeşil alanı tahrip etti.
Türkiye, son büyük yangını 12 Ağustos 2002 ‘de Balıkesir ‘in Kepsut ilçesinde yaşamıştı. Çıkış sebebi bilinmeyen yangında 3 bin 537 hektar orman alevlere teslim oldu. Büyük yangınlar en çok temmuz-ağustosta görülürken yangınlara daha çok ihmal ve dikkatsizlik sebep olmaktadır. Zaten ben de bu konuya değinmek istiyorum.
Türkiye’de orman yangını istatistikleri orman kanununun kabul edildiği 1937 yılında başlıyor ve günümüze kadar yaklaşık 80 bin orman yangınında 2 milyon hektara yakın orman alanı yanmıştır.
İstatistiklere Göre Orman Yangınların Çıkış Nedenleri:
Doğal nedenler: % 6,
İnsanlardan kaynaklananlar: % 94.
İnsan kaynaklı yangınların büyük kısmı kasıt, ihmal, dikkatsizlik ve kazalardan kaynaklanıyor. Ancak, her üç yangından birinin nedeni de tam olarak bilinemiyor. Ormancıların genel görüşü “Türkiye’de orman yangınlarının yüzde 42’si ihmal ve dikkatsizlikten çıkıyor, en dikkatsizler ise çoban ateşi yakanlar. “Yangın istatistikleri incelendiğinde Akdeniz ülkeleri
içinde yine de yangın çıkan ülkenin ve birim yangın başına yanan alan yönünden Türkiye çok da fena sayılmaz. Durum bu olsa da kötü örneği örnek olarak almamak gerek.
Her bir ağacın ve her bir metrekarenin yanma veya ortadan kalkmasının maliyetinin doğrudan veya dolaylı olarak kendisine döneceğini asla ve asla görmeyen KÖR GÖZLÜ AYMAZ, SÜRÜ PSİKOLOJİLİ, SORUMSUZ insan görünümlü yaratıklar orman içlerinde ve çevresinde yangın çıkabilecek tedbirsizlikleri yapmaktadır. Bu tür sorumsuzluk örneklerinin ne cinsiyetle ne yaşla ne eğitimle ne de etkin kökenle ilgisi yoktur. Tamamıyla GENETİK BOZUKLUKTAN KAYNAKLANMAKTADIR. Bu bozukluk ta önce kişisel sorumluluk sonra da toplumsal sorumluluktur.
Bütün bunlara ilave olarak bir örnek te kasıtlı orman yakan kanı bozuk yaratıklardır. Üç beş kuruş veya belki de çok büyük servetler kazanmak hayali veya amacıyla yangın çıkarmakta ve buraların imara açılmasına sebep olmaktadır. Devlet denilen otorite insanları KAMUNUN MENFAATİNE GÖRE yönlendirmek durumundadır. Bu devlet otoritesi POLİTİKAYI AYAK OYUNU OLARAK BİLENLER TARAFINDAN OLUŞTURULDUĞU İÇİN yanlış yönde kullanmaktadırlar. Oysa ki politika, karar ve eylemlere etki eden bütüncül tercihlerdir. Devlet yönetiminde politik tercih sahibi kişilerin HER NE SEBEPLE OLURSA OLSUN ORMAN ARAZİLERİNİN ve VERİMLİ OVALARIN İMARA AÇILMASINI ENGELLEMESİ GEREKİR. Bu konuda dikkatsizlik hassasiyetsizlik ve sorumsuzluk bile başlı başına topluma ihanettir.
Sevgili okurlarım.
Bize düşen hiç kimseden bir şey beklemeksizin toplumsal sorumluluk dahilinde hareket etmek ve ormanlarda yangına yol açacak en küçük şeyden kaçınmak, görülebilecek tehlikeleri de derhal yetkili mercilere duyurmaktır. Bu konuda kesinlikle ihmal erteleme yapmadan hemen harekete geçmeliyiz. Bu doğa bu nimetler bize verilmiş kıymetini bilelim. Veren güç bir gün alır, çıplak topraklarda beton blokların arasında inversiyon altında kışları, kavurucu sıcak altında da yazları geçirmeye başlarız.
Yazı Sözlüğü:
İnversiyon: Isı terselmesi, kızın düzlük kentsel alanlarda ısı ve atık kirlilğinden kaynaklanan dumanlar nedeniyle güneş ışıklarının duman katmanına vurup geri yansıması sonucu ortaya çıkan karanlık ve bulanık hava koşulu.
Not:
Bu yazı, www.bilgiagi.net, www.timeturk.com, www.bilgievreni.com, www.haberanaliz.net www.siyasalforum.net, www.gunesgazetesi.net, www.kamudanhaber.com www.gercekgazete.web.tr, ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Balıkesir Demokrat, Marmara Bölge, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Etiketler: insan, Toplum, Yaşam

İstanbul’un Hasbihali İETT
Bir İstanbul aşığı olduğum için, ve istanbulu iliklerine kadar yaşamış ve sindirmiş, otobüs duraklarında otobüs beklemiş, her bir otobüste on binlerce anısı olmuş biri olarak 1998 yılında kaleme aldığım ve telif hakkını İstanbul’a ve İETT ye armağan ettiğim “İstanbul’un Hasbihali” adlı şiirimi sizinle paylaşmak istiyorum bu pazar.
Bu şiiri İstanbul’u sade bir vatandaş olarak yaşamış insanlar daha iyi anlar. İETT her zaman cap canlı ve İstanbul’un ve İstanbullu’nun güzidesi olacaktır.
İETT: İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri (Hali hazırdaki adının açılımı) Devamını Okuyun
Etiketler: hasbihal, iett, iett işletmesi, iett kültürü, iett otobüsleri, iett şiiri, istanbul, şiir
Dünya’da b
ilinen ama Türkiye’de pek te fazla kimsenin bilmediği, neredeyse gizli saklı kalmış bir müzenin yazı konusu yapılması gerektiğini düşündüm.
TAHTAKUŞ ETNOGRAFYA MÜZESİ:
TAHTAKUŞLAR köyü Etnografya Müzesi, Edremit’e 17 Km, Akçay’a 5 Km, Balıkesir – Çanakkale E-24 Karayoluna
2 Km uzaklıkta asfalt yolla bağlıdır. Kö, (Tahtakuşlar Köyü), doğal güzellikler içinde kurulmuş, 130 haneli ve 600 nüfuslu şirin bir köydür. 1991 yılında açılan Türkiye’nin ilk ÖZEL ETNOGRAFYA MÜZESI (galerisi) 1992 Devamını Okuyun
Etiketler: etnografya müzesi, tahta kuşlar etnografya, tahta kuşlar galerisi, tahta kuşlar müzesi, tahtakuş, tahtakuş etnografya, tahtakuş köyü, tahtakuşlar, tahtakuşlar etnografya, tahtakuşlar etnografya galerisi
Verici deyince akla ilk ne gelir? Elbette ki TV Radyo vericileri veya GSM baz istasyonları.
Hangi kente bakarsak bakalım Devamını Okuyun
Etiketler: çevre, estetik, kent estetiği, mimari