:: Din & İlahiyat
ALLAH ismi ile MUHAMMED İsminin Yan Yana Yazılması Üzerine Bir İrdeleme:
"Hristiyanların Hz. İsayı övdükleri gibi beni övmeyin…" (Hadis-i Şerif)
Yüzyıllardır camilerimizde hüsn-ü hat ve tezhip süslemeleri bulunmakta. Cami içlerinde kürsü, minber, mihrap çeyrek/yarım kubbe gibi yerlerde sağlı sollu veya ikili olan her iç mekanda ALLAH ismi ile MUHAMMED ismi yan yana getirilmektedir veya yazılmaktadır. Devamını Okuyun
Etiketler: akaid, Allah, cami, cami estetiği, din, estetik, Fetva, halife, iç mimari, ilahiyat, İslam, Kültür ve Sanat, Muhammed, peygamber, takva, Tanrı
Dünden devam…
III- Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Dünya Din İşleri İle Entegrasyonu:
Ülke siyasi yönetimi laik de olsa teorkatik te olsa, o ülkenin sınırları içinde bulunan vatandaşların dini ihtiyaçlarına karşı kayıtsız kal(a)mayacağı bellidir. O halde diyanet işleri nasıl tanımlanmakta, bu tanımda amaç tanıma nasıl ve ne oranda hükmedecektir?
Örneğin, “din” veya “diyanet” olgusu toplumu veya kitleleri yönetmek için bir maşa olarak mı görülmekte; yoksa tarım, sanayi, kültür, ulaşım vb. ihtiyaç ve hizmetler gibi teknik birer ihtiyaç olarak mı görülmektedir? Bu iki bakış kurumun normatif veya pratik tabanını oluşturacaktır.
Devamını Okuyun
Etiketler: din dinayet, Toplum
Diyanet İşleri Başkanlığı’na Ulusal ve Küresel Bakış (I)
Bardak Taşarsa Diyanet Şaşar mı?
I. İç Politik Gelişmeler ve Diyanet İşleri Başkanlğı
İlk diyanet işleri başkanımız Mehmet Rifat BÖREKÇİ CHP milletvekiliğinden ayrılmış ve Diyanet İşleri Başkanılığı’na getirilmiş ve 17 yıl bu görevde kalmıştı. M. Kemal ATATÜRK’ün gerçekleştirmiş olduğu bu tasarruf, daha sonraları hep tersine çalışmıştır. Yani önce Diyanet İşleri Başkanlığı görevine gelinmiş daha sonra oradan siyasete girilmiştir. Kısca Atatürk zamanında önce rozet sonra sarık takılmıştı, Atatürk ten sonraki dönemlerde çoğunlukla önce sarık sonra rozet takılmıştır.
Konunun hasasiyeti ve teşkilatın da kendine özgülüğü nedeniyle gerçekte ise, siyasete karşı dinin iştah Devamını Okuyun
Etiketler: din, din işleri, Diyanet İşleri, Diyanet personeli, Türkiye Cumhuriyeti
1990 Öncesi ve 1990 Sonrası Türk Siyasal Hayatındaki Sinikler, Stoacılar, Entellektüeller, Dantellektüeller, Saklambaç Oyunları ve (A)sosyal demokratik Şizofreni
Tarihsel dönüm noktasını doğru mu ayırdım yanlış mı ayırdım o kadar da emin değilim. Ama temelde toplumsal / kentsel dönüşüm alanlarının fay hattının kabaca çizilmiş bir zamanlamasıdır bu 1990 lı yıllar.
1990 lı yıllar muhafazakar kesimin entellektüalitesinin gerilme şişme patlama arifesi yıllarıydı. Öyle ki, bu patlama 1994 yılında Refah Partisi’nin (yerel) iktidara geldiği yıllardı. En büyük çatlak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı sayın Sözen’in safahati, sabık İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel’in safahat içindeki sefaleti ve çöp dağlarının halk kitlelerini patlatırken pusuda sinmiş olan öteden beri kendini şarj etmekte olan (sinik) muhafazakar entelijensiyanın siyaseten siperlerinden çıkıp alanlarda aksiyon üretmesiyle başlamıştı. Devamını Okuyun
Etiketler: devlet, devrimciler, entelijensiya, entellektüalite, islamcılar, muhafazakalarlar, Siyaset, Sosyal Demokrasi, Toplum, toplumsal baskı, toplumsal muhalefet, yönetim
YÖK Başkanı Prof.Dr. Yusuf Ziya ÖZCAN’ın Sözleri Başörtüsünde Psikolojik Dönüm Noktası
YÖK Başkanı Özcan’ın “Başını örtmeyenlere karşı mahalle baskısı olmayacak, kefili olabilirim” şeklindeki demeci, dikkatle incelendiğinde bu sözün son 25 yıldan beri (çeyrek yüzyıldan beri) bu konuda gelinen noktanın dönüm noktası olduğunu satır arasından okuyabilmekteyiz.
Bu bir fay hattıdır ve bu fay hattını iki açıdan ele alabiliriz.
1. Durum:
Son çeyrek yüzyıldır bakıldığında bu günkü içinde bulunulan durum, şimdiye kadar hiç yakalanmamış bir toplumsal mutabakatın yakalanmasıdır. Bu sağduyu süreci aslında zarardan kardır. Yani dile kolay çeyrek asırlık (son 25 yıllık) zaman diliminde kaybedilen zararın sona ermesidir. Devamını Okuyun
Etiketler: açık olanların hakları, açıkların özgürlüğü, başörtüsü, başörtüsü özgürlüğü, mahalle baskısı teminatı, Siyaset, Toplum, türban, türban serbestisi
Akdamar Müzesi / Ahdamar Kilisesi
Geçen hafta sonunun gündemi, Akdamar’daki müze’de yapılan ayin ile kapatıldı. O ayinin ardından hemen lineer olarak bakıldığında sırada ne var sorusu gelmektedir. Ben de sırada yine içimizi acıtacak bir gelişme yerine göğsümüzü kabartacak bir eylemi dile getirmek istiyorum.
Bayram Günleri Ayasofya Müzesi (camii) İbadete açılsın!
Ayasofya’nın ibadete açılması ile ilgili 1990 yı yılların başında hayli hararetli olarak gündem oluşturmuş ve daha sonra Ayasofya caminin bir kenarındaki müştemilat kısmının ibadete açılmasıyla durum kurtarılmıştı. Halen, bilindiği gibi camii müze olarak kullanılmaktadır. Müze duvarındaki fresklerin (resimlerin) (müzelik vasfının) ortadan kaldırılmaksızın, minimize edilerek veya perdelenerek en azından bayram günlerinde camiin ibadete açılması son derece mutlu edici bir gelişme olacaktır. Devamını Okuyun
Etiketler: ahdamar kilisesi, akdamar church, akdamar müzesi, Ermenistan, ibadet, Türk toplumu