Resim: X, Y, Z Kuşağı Belli, Ya Alfa Kuşağı?
- Toplumu, örgütleri, devletleri canlı hücresi gibi inceleyebiliriz. Bu yöntemi tarihte bir çok bilim insanı kullanmıştır.
Ben de bu yöntemi kullanarak son yüz yılın ve gelecek elli yılın toplumsal yapısını, psikososyal açıdan, kuşaklar çerçevesinde ele alacağım.
Son 100 yıl içinde en büyük hatayı x kuşağı yaptı. Benim de olduğum kuşak. Hep söyledim. 20 yıldır söylüyorum, yazıyorum, x kuşağı, y kuşağını inanılmaz derecede fazla şımarık, emrine amade olunan, hazırcı bir şekilde yetiştirdi. Bu kuşak ta bu gün z kuşağını doğurdu. X kuşağı bu sefer torun sevme bahanesiyle, y kuşağına (çocuklarına yaptığı) ayrıcalıkları torunlara da gösterdi, ortaya İFLAHOLMAZ bir z kuşağını yarattı. Y kuşağı çocuk büyütmedi, y nin çocuklarını x kuşağı büyüttü. Sonuç: X kuşağı kendini paçavra gibi parçaladı. Sebep: X kuşağının kendinden önceki statükocu, baskıcı ebeveyn kuşakların ezilmişliği altında bu yetiştirme tarzını protesto amaçlıydı. Bu kuşak, yansıtma psikolojisiyle kendi
Devamını Okuyun
Etiketler: aile
Resim: Büyük Harfsiz Yazıdan Küçük Yordamlamalar Çıkar(sa)
aşağıda birazdan okuyacağınız pasajlarda büyük harf bulunmamaktadır. büyük harflerin aurasından çıkmadan, onları da kullanmadan mikrobik bir düşüncemi arz edeceğim.
terakki, birey olmaktan geçer.
birey olunursa ancak çırak ustayı geçmeye cür’et edebilir. sürü veya kölemen ruh, yerinde saymayı en güvenli yaşam biçimi addeder.
sürü veya kölemen bir yapıda birey içsel ve gelişimsel inkişafını ortaya çıkarmaya cesaret ettiğinde, ona “başımıza icat çıkarma” derler. birey ‘süperegonun’ emri ve itaati altındadır.
doğu (kitle) toplumu ile batı (birey) toplumu arasındaki temel faktör tam da budur. doğu toplumunda asırlarca, babadan oğula kara sapan süregelir ve devam ederken, batıda babadan oğula geçen kara sapan, oğuldan toruna geçerken, ucuna metal takılır, sonraki nesilde pulluğa tekerlek takılır, sonraki nesilde tamamıyla metal yapılır, sonraki nesilde motor takılır, süreç hep terakkiyat (progresivite) çizgisiyle devam eder.
doğu atın sırtından inmeden (sözüm ona) tapındığı toprağı genişletmeye çalışırken, batı, Devamını Okuyun
Etiketler: bilim, din, Felsefe, Kültür ve Sanat, medeniyet
Resim: Diyemedim Bir Türlü, “Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun”
Diyemedim,
Demek istiyorum.
Demeyi ümit ediyorum.
Neden mi, çok çok neden var ama bunu 8 Martta 8 maddede toplayarak sıralayabilirim.
Bir: Sadece Kadınlar gününde akla geldiği için. Ben özel günleri hep riyakar bulurum.
İki: Kadına pozitif ayrımcılığa karşı olduğum için. Karşı olmamın sebebi, insanoğlunda”dişi” ve “erkek” cinsiyetlerinin zaten eşit haklara sahip olması gerektiğini varsaydığım için.
Üç: Amerika’da 40.000 dokuma işçisinin “eşitlik” ve “adalet” için başlattığı grevden bu yana, çok çok az şey değiştiği için.
Dört: Kadın olmanın meziyet olmadığını, asıl özveri gerektiren konunun “anne” olduğunu düşündüğüm için ve KÜFRETMEYE GELİNCE (erkekler tarafından) hemen ANALARA ve KADINLARA küfredilmeye devam edildiği için ve kadınlar gününü, anneler Devamını Okuyun
Etiketler: 8 mart, adalet
Resim: Oksimoron Aslında Oksi Bişey Değildir!
Oksimoron Terimi Üzerine Terminolojik Örnekleme ve Zihinsel İzdüşümleri
Oksimoron, birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavramın bir arada kullanılması ve bu şekilde oluşturulmuş ifade. Bazen anlamı kuvvetlendirmek için veya edebî sanat yapmak amacıyla kullanılır; bazen de halihazırda kullanılan bir kavramı eleştirmek veya alaya almak için kullanılır. Yüce Vikipedi de tanımı aynen bu şekilde yapıyor.
Terimin İngilizce tanımı şu şekildedir: “A figure of speech in which two contradictory words or phrases are combined to produce a rhetorical effect, e.g. eloquent silence.(1)
Oksimoronlar genellikle sıfat tamlaması olarak kullanılır. Yani bu meret, çoğunlukla sıfat olarak karşınıza çıkar ve sıfatına tüküresiniz gelir. Ama gelmesin. Aslında çok cici ve beyin ve zihin açıcı edebi kombinasyonlardır bu oksimoronuslar.
Yalnız haldeyken birbiriyle taban tabana zıt olan bu terimler, bir araya gelince reaksiyona giriyor ve imkansız aşk gibi metamorfoz ürünü ortaya çıkarıyor. Oysa ki imkansız aşk olmaz, aşk zaten olmuştur, olmayan, imkansız kavuşmadır. Çünkü bazen sebep sonuçla karıştırılarak veya takdim tehir yapılarak büyük kronik ünlü terimler ve kavramlar ortaya çıkıyor.
Bununla birlikte -paradoks terimine de abanır Devamını Okuyun
Resim: Çip Takmışlar Neyime?!
Bu Söze Ayar Oluyorum:
“Yurdum insanının beynindeki çip büyük (veri sahip)lerinin neyine”
ŞİMDİ:
cavit19)) aşısı ile genlerimizle oynanıp mikro ölçekli damar içinde dolaşabilen transistörler ile çiplenecekmişiz diyorlar. Bu, bu gün mümkün değil belki ama 5 en geç 10 yıl içinde olağan bir gerçeklik haline gelecek.
KONU BU MU SADECE TABİ Kİ DEĞİL!
- Akıllı telefonlar çıktığından bu yana telefon bazlı büyük veriyi yönetenlerin birer parçası olduk zaten. Davranışlarımız başta olmak üzere metabolizmamız kontrol edilebilir durumda.
- Ön kamera aracılığıyla en basit bir uygulama yüklerken bile bir çok şeye izin veriyoruz, bu izinlerde zaten mikrofon kontrolünü ve kamera kontrolünü çoğu uygulamanın kullanımı için kabul etmek zorunda kalıyoruz. Böylelikle zaten 7/24 hem dinleniyoruz, hem izleniyoruz. Uyku düzenimiz dahil her şey Devamını Okuyun
Resim: Döngüye Dair Dîlden Dökülen Duyumsamalar!
Altın oranın ebcedi şaşar.
Zakkum yaprağı egzoz borusunu sentezlerken,
Sıfır bire vurur tınmazken,
Bir sıfırı daha önüne katar semirirken.
Karun hesabını yapar durur kudurur,
Kozmoz yırtar nöronları, öldürürken oldurur.
Üst mısralar güler alt mısralara
Herze içindeyken, yerer eremediği kisralara.
Göz yaşları düşüp parçalanırken yanakta,
Söz yaşları yıkar insanlığı, düğüm düğüm yutakta,
Etiketler: çevre, dil, doğa