:: Kent/Şehir
Yitik Şehrin Koca Çınarının Düşen Son Yaprağı
Muhallebi çocukları, plastik, poşet ve plazma ekran devrinin bebeleri okumasın bu yazıyı!
Gün olur devran döner derler çoğu zaman. Gün olur olmasına da devranın dönmesi ne gizemdir bilir misiniz.
Dikine dikine muntazaman yerleştirilmiş, kara kıyamete meydan okumuş, güneşin yakıcı sıcaklığında kavrulmuş hayli kararmış ve de aşağı doğru uçlarından yıllara meydan okudukça dökülmeye mecbur kalmış cumbalarıyla vakur, duvarlarında incir bitmiş ahşap konakları görürsünüz bazen yürürken yitik şehrin en gözde avuç içi meydanlarından dap daracık ara sokaklara girdiğinizde. Cümleler kurarsınız, tıpkı bu yazının bir önceki cümlesi gibi, uzun uzadıya beyninizde devirler devranlar dönderirsiniz. Hoş beyninizde dönderdiğiniz devranların döngüsü, varsaydığınız uçuk kahve anıların derinliği sizin yaşınızla orantılıdır ya. Zaten bu pazar yazısısını öyle yeni yetmeler, muhallebi çocukları, palazma, plastik poşet devrinin insanları okumaz, okusa da hiç bir zevk almaz. Devamını Okuyun
Etiketler: doğa, günce, hayat, insan, nostalji, Tarih, Yaşam
Karadeniz, Neden Kara Deniz?
Neden Karadeniz, Neden Kara Deniz?
Duru su saydamdır bilirsiniz. Denizler veya büyük göller çoğunlukla göğü yansıttığından mavidir. Peki neden Karadenize kara deniz denmiş?
Bazı kaynaklar, Karadeniz’in derinliklerinde fazla zehirli bileşen olduğu için daha koyu renkli görünmekte olduğunu söyleseler de, böylesi büyük ve açık bir deniz için böyle bir etken mantıklı değildir. Ayrıca, uzay haritalarında diğer denizlere göre Karadeniz’in diğerlerine göre daha koyu olduğunu hiç görmedim. Olmazları ortaya koyduktan sonra olur tarafından biraz da tarihsel açıdan incelediğimizde konunun daha çok sosyolojik bir neden olduğu görülmektedir.
Devamını Okuyun
Etiketler: coğrafya karadeniz, iklim, karadenizli, Kültür ve Sanat
Askıda kimlik!
Kimlik yığını ortalıklar, / Fotokopi tomarları her yerde.
Kişiliksiz ortaklıklar, / Elbise kalabalıkları perde perde.
Mil çekilmiş gözler, / İç çekişleri yortusuna vabeste.
* * * * *
Kişilikler o kadar satılmakta ki, askılıklar kimlik dolmuş boy boy yığın yığın.
Fırına gidiyorum, askıda ekmek ilişiyor gözlerime. Şatafatlı odalara girdiğimde, heybetli ve soğuk duvarların içine gizlenmiş kimliklerin ve kişiliklerin inlemesini duyuyorum. Devamını Okuyun
Etiketler: pazar yazısı, Yaşam
En Yakın Dostlarım Sözcükler
Pazar günlerini sevmezdim eskiden.
Son yıllar bir başka seviyorum Pazar günlerini. Çünkü Pazar yazısı yazıyorum. Elimden geldiğince her pazara misafir olacağımda, içinde yüzlerce sözcüğün olduğu bir buket cümlelerden oluşan yaşama dair gazete makalesiyle Pazar Günü’nün kapısını vuruyorum. Hoş Pazar yazılarını cumartesi gecesi yazıyorum ama) Anlı şanlı Pazar yazısı diyorum ya adına, ona ithaf ediyorum ya, hıh, en azından Pazar gününü yaşamayı hak ettim diyorum.
Çoğu okurumun da Pazar günleri Pazar yazımı beklediklerini biliyorum. Pazar yazımın beklendiğini bilmek beni daha da bir heyecanlandırıyor.
Dost Çekmecesi: Devamını Okuyun
Etiketler: dil, edebiyat, pazar yazısı, Yaşam
Kafası Pisuvara Sokulasıcalar
Daha makul bir başlık inanın düşündüm ama malesef aklıma gelen bütün mazbut yazı başlıkları isyan etti teker teker. Ben de şu anki kullandığım başlığı tercih ettim.
Şu mühendisleri, mimarları, tasarımcıları bir de dil bilimcileri anlamıyorum. Algılayamıyorum. Tasarımcı mühendis ve mimarları anladık ta işin içine dil bilimcileri neden kattın diye sorabilirsiniz hemen. Elbette ki katmak zorundaydım. Çünkü bize Siyasal’da okurkan kadife sesiyle İlter Turan hoca hep şunu söylemiştir. “Doğru ile yanlış arasında, iyi ile kötü arasında, sebeple sonuç arasında geçiş noktaları vardır. Bir olay veya olgunun tek sebebi veya sonucu yoktur”. Bu, siyaset biliminin temel mantalitesini aldıktan sonra, biz siyasallılar da, her şeye her şeyi karıştırmayı özel bir maharet edinmişizdir. Bunca lakırdıdan sonra sadede gelebilirim. Devamını Okuyun
Etiketler: din, hijyen, mimari, mühendislik, polemik, Sağlık, Siyaset, Toplum, yönetim
Mersin-Antalya Karayolunu İzah Edebilen Biri Var mı?
Mersin-Antalya Karayolunu İzah Edebilen Bir Akıl Sahibi Var mı?
Otobüs ve otomobil yolculuklarımda her zaman çevreyi izlerken, çoğu insan gibi, bir yandan da teknik anlamda karayolu altyapısını incelerim. En son kullandığım karayolu da, 5. ve 13. bölge müdürlükleri kapsamında kalan Antalya-Mersin karayoludur.
5. ve 13. bölge müdürlüğü kapsamında bulunan 400-13, 400-14, ve en fazla da 400-15 ve 400-17. bölümlerinde karayolu akıldan, izandan, estetikten, bilimden, mantıktan, teknikten uzak bölümlerdir. Şu an, Mersin Antalya yolculuk süresi, 8 saatte tamamlanmaktadır. Karayoları Genel Müdürlüğü yetkilileri (5. Bölge Müdürü Mahmut Çelikcan) bu yolun en kısa zamanda 4 saate ineceğini söylemektedirler. Devamını Okuyun
Etiketler: Kent, mimari, Siyaset, yönetim