:: Medya & İletişim
Sosyal Medya ile ilgili daha önce “Asosyal Medya Depremi” başlıklı yazımızı iki ay önce başlatmış ve konunun güncel siyasal boyutuyla ince ayar ve kalın ayar etki tepki, sebep ve sonuçlarını kabaca irdelemiştik. Medyadaki transformasyondaki,algı ve ilgi kaymasının kişilerden ve kurumlardan bağımsız olarak yansıması ve görünümünü daha sonra dile getireceğimizi belirtrmiştik.
Gerek 20 yıl sonraki değişmek zorunda olacak alışkanlıklarla desteklenmiş hedonik faktörler, gerek ekonomik faktörler ve gerekse kağıt basıyla dişe diş rekabet içine girmiş olan dijital (elektronik ortamda) yayının öteden beri kartelleşmiş ve hakçalık noktasında (geçerlilik ve güvenilirlik noktasında) suyu bozulduğundan bireyleri belki de çok daha subjektif durum taşıyan atomize (nükleer) medyaya Devamını Okuyun
Etiketler: algı, klasik medya, meda, medya algısı, medyadaki fisyon, medyanın sonu, mikro medya, sosyal medya
Bir aydan beri yazamadım. Hem kendi olağanüstü iş yoğunluğumdan hem de her bir günün beş belki de on köşe yazısına sığdırılamayacak kadar hızlı değişmesi veya hareketlenmesi. Son bir haftada olup biten bu hareketlilik, sadece benim değil toplumu
izleyen, sezinleyen bütün bilim ve düşün insanlarının başını döndürmekte. Bendeniz de çoğu zaman izlediğim yöntemi izleyeceğim. “Gündem, gündem dışılığa mahkum, asıl gündem, klasik olandır” (A.F). Bu nedenle klasik ve köklü analizlerimi yerel ulusal hatta uluslararası ölçekte okurlarımla paylaşmak istedim.
1. [(A) Sosyal Medya Depremi:
ÖNCE MİNİK BİR TARİHSEL SÜREÇ veya Girizgah:
20 yıl önceleri. 1983 lü yıllar. Dindar kesim henüz Özal’lı yılların başında kendini temsil edemiyordu. Ciddi bir temsiliyet sorunu Devamını Okuyun
Etiketler: çevre, çevresel etkenler, demografi, Gezi Parkı, iletişim, kamuoyu, Kent, konsensüs, Kültür ve Sanat, medya, politika, siyasal olaylar, Siyaset, sosyal olaylar, sosyoloji, Toplum, toplum mühendisliği, Yaşam
“Öğretmene Varamadım,
Naylon çorap giyemedim, aabum aabum gız aaabum.”
Geçenlerde ÖSYM’nin yaptığı LYS sınavında tanıştığım bir öğretmen arkadaşımdan duyduğum bir cümle yazının konusunu oluşturuverdi. Öğretmenlerimizin veya eğitimcilerin sorunlarını konuşmak için 24 Kasım harici bir gün belirlemiş olmaktan özür diliyorum.(!) Öyle ya, öğretmenin veya eğitimcinin sorunları ancak bu tarihte gündeme getirilir. Eğitim ve öğretime dair bütün cilalı laflar ve ritüeller Devamını Okuyun
Etiketler: Eğitim, eğitimin önemi, Ekonomi, öğretmen maaşları, öğretmenler, Toplum, Yaşam
Bu gün Pazartesi.
Ağ açısından ve ağa açısından önemli bir gün.
Bu gün işyerlerinin ofislerin / pazarların açıldığı gün. Bu gün ağın en yoğun günü. Ağanın da yoğun günü. Kapının açılmasından sonra ilk işlerden birisi düğmeye dokunmak. Neyin düğmesi bu? Cam veya plazma ekranın düğmesi. Düğmeye dokunduğumuzdan itibaren işyerinden çıkana kadar geçen zaman boyunca herkes ağı ve ağların ağasını beslemekte.
Eskiden pazaryerlerinde en merkezdeki dükkanı tutmak en kazançlı şeylerden biriydi. Çünkü kalabalığın ne kadar ortasında olursanız, o kadar müşteri demekti. Yani pazar yerinin ortaları insan ağının ortalarıydı.
O günün kalabalık merkezlerde dükkan açan ağaları 1980 li yıllardan bu yana cam ve plazma ekranlara dokunmakta geç kaldılarsa eğer, dijitalin ağ(@)ları Devamını Okuyun
Etiketler: ağ, bilgi agı, bilgi ağları, bilişim, elektronik ağlar, insan, Toplum, Yaşam
Kişisel ve Kurumsal İmaj (İmaj Oluşturma / Yaratma ve İmaj Yönetimi)
Bireylerin ve / veya kurumların (örgütlerin, firmaların, organizasyonların, kurumların, kuruluşların) en çok ihmal ettikleri konulardan birisi de imaj oluşturma ve imaj yönetimidir. Bu sihirli değnek bu gün için büyük sonuç vermese de orta ve uzun vadede bireysel ve kurumsal açıdan hayati sonuçlar doğuran bir faktördür.
İmaj, bir kişi ve/veya kurum hakkında başka bir kişinin veya kişilerin ilk elde kafasında oluşturduğu izlenimdir. Bu izlenim, görme, duyma veya hissetme anında başlar, zamanla yerleşik hale gelir. Bu açıdan Devamını Okuyun
Etiketler: bireysel imaj, İMAJ, imaj maker, imaj oluşturma, imaj tasarımı, imaj yaratma, imaj yönetimi, kişi imajı, kişisel imaj, kurumsal imaj, organizasyonel imaj, örgütsel imaj, şirket imajı
Bir de baktım ki, 1990 yılının başlarından 2012 yılının sonlarına doğru yaklaşık olarak iki bine yakın köşe yazısı yazmışım. Bunların arasında, yaklaşık olarak son 5 yıla yakındırgeleneksel hale getirmiş olduğum 'pazar yazıları'mın sayısı da 2005 öncesini de dahil ettiğimde, 200 ü bulmuş durumda.
Pazar yazıları olarak eski başlıklarımın tamamına baktığımda, konu çeşitliliğine bakarak yazılmamış birşey kalmamış diyebilir miyiz? Tabi ki hayır. Çünkü, hayat, milyarlarca olay, insan, yer, tür arasında yazılmışlar ne ifade eder ki. Bunca çeşitliliğe rağmen, Devamını Okuyun
Etiketler: ahmet fidan, kalem, kelam, pazar yazıları, pazar yazısı, söz, yazı, yazı üzerine, yazılmamış şeyler