Tutsaklık veya Mahkumiyet.
İlkin hemen demir parmaklıkları akla getirir. Çoğu zaman da normal hayata göre demir parmaklıkların dışından bakarız. Bu aslında bir içgüdürür.
İçeiri düşmeden içeriden bakmak istemez insanlar. Çünkü işlerine gelmez. Yani yaradılışın varsayılan ayarıdır bu durum. Neredeysek ona göre düşünürüz. Yani egosantrik (benmerkezci) düşünce olağan, etnosantrik (diğerkamlık) ya da empati alağandışı bir gayeti gerektirmekte.
Demirparmaklıklar içinde olmak veya dışında olmak çok ama çok büyük bir şeydir. Bu özgürlüğün Devamını Okuyun
Etiketler: Yaşam
Önce Siz Dalga Geçersiniz Hayatla, Sonra Hayat Dalgasını Geçer Bütün Bir Hışmıyla…
Ekranlarından izlemek gibi değil hayatın bir dalgayla gelip bir dalgayla gitmesi veya gidememesi veya geri gel(e)memesi…
Önce, canınızın yongası olmuş malınızın ve sevdiklerinizin göz göre göre yok olmasının Devamını Okuyun
Etiketler: doğa, doğal afetler, Yaşam
Yolun, Yolcunun ve Yolculuğun Üzerine Öz-tutulmasına Dair Sözdeyişlerim
Yol mu önemli, yolcu mu yoksa yolculuk mu önemli diye sorasım gelir bir bilge kişiye.
Kişi ey-dür derviş baba,
yolda ümit var idiyse, yolcunun GÜLümsemesi, onun ay ve gün=eşiyse,
yolda demlenmek, yolculuğa feda, vedûd a geda eylemişse,
Yol da önemlidir, yolcu da önemli, yolculukta önemli, iz ettiğin yola öz değmişse…
*****
Hancılar su dökmez ardından yolcuların, yol uzundur, menzil de,
yolcu çok yolculuk ta çoktur.
Hancısının da, yolcusunun da öznesi birbirinde saklı yolculukların adımlarının tavı,
o yolculuğun ilk adımında bellidir oysa ki….
Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın bu toprak diyerekten kabaran kalplerin, üşüyen bedenlerin, ürperen tenlerin tılsımıyla örtülmüştür çoğu zaman yüreğin kefil olduğu yolculuklar, sürsün diye namütenahi ukbaya değin.
*****
Ey sevgili,
Yeminleri sök dudaklarından, sus, suskunluğun armağanın olsun,
Öyle bir iz düşür ki aksine, yüreğinin kefilliği armağan olsun.
Bencileyin iz etmekteyken kem gözlere inat, yolculuğun ilk adımlarında,
Sencileyin nice zaferler gömmüşsün yüreğine, zebunkûş tereddütlerin eritip,
Nâmütenâhi yolculuğumuzu nakşettiğimiz, her gün zevkle oynayacağımız evcilik oyunlarında.
*****
Ey sevgili,
Öznesi benim olduğum tümcelerimin,
sözcüsü senin olduğun sözcüklerinin,
zifirine yatırdığın sır kokulu şiirlerinin
ruşeymine kodladığımız (yarına çıkan yolculuğumuzun) neş’esindeyim…
*****
Ey sevgili,
Kristalleşmiş gözyaşlarının iz ettiği yanakların dökülmüş önüne,
El değil, kol değil, nice can kırıklarını gizlediğin yenine.
Suskunluklarını armağan ettiğin nice hır çıkarıcı vaveylalarda,
Dudaklarını bükmüşsün, konuşmamaya inat, toz pembe yarınlar adına…
Ey Sevgili,
Gözbebeklerimin içine doğmuş güneşin gün=eşi olmak için,
Söz tutmaktasın yüreğini kefil koyarak bir ömürlük yürünecek
Arnavut kaldırımlı taş sokaklarımızda…
Ey Sevgili,
Ben mor bulutların altında erguvan ağaçlarını sayarken bu kutsal yolculukta,
Sen se, rûyalarında vedûd ikliminde mündemiç kalbinin rikkatinin dikkatindesin.
Sen yürümekteysen bu kutsal yolculukta, bilâ tereddüt, billahi yürüyemesem de sürüneceğim.
Yazı Sözlüğü:
Vedûd: İlahi aşkın maşukla ilişkisi, sevginin en zirve noktası.
Menzil: Ulaşılması düşünülen nihai nokta, varış yeri.
Nâmütenâhî: Sonsuz, bitme bilmez
Ukbâ: Ahiret
Zebunkûş: Acımasızlık, gaddarlık, zulüm
Ruşeym: Tohumun özü
Vâveylâ: (Acıların etkisiyle) yüksek sesle haykırmak
Mündemiç: Yer alma, yer bulma, yer etme
Rikkat: İncelik, şefkatli merhamet
Not:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, https://www.bilgievreni.com, https://www.gazetecanik.com, https://www.kamudanhaber.com, https://www.siyasalforum.net, https://www.ahmetfidan.com ile, Halkın Sesi, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Etiketler: ahmet fidan, ahmetfidan.com, aşk, bilgi agı, bilgiağı, birliktelik, evlilik, ilahi aşk, kalp, kalp birlikteliği, kalp bütünlüğü, kalp kefaleti, ruh birlikteliği, yol, yolcu, Yolculuk, yüreği kefil etmek, yüreği kefil koymak, yürek, yürek kefaleti, yürek kefilliği
Çöpe Attıklarını Çöpten Boşaltabilmek Yürek İster!
Serdar Ortaç benimle aynı yıl dünyaya geldi. 1995 li yıllarda, yani Ortaç’ın çıkış yaptığı yıllarda doğrusu onu hiç sevmemiştim. Çünkü Ortaç herkesin dilindeydi. Bense herkesin dilinde olandan hep kaçmışımdır. Neticede bu arkadaş sadece sanatçılığıyla değil söz yazarlığı ve besteleriyle de ağırlığını ve derinliğini ortaya koydu.
Ben şahsen Serdar Ortaç’ı söz yazarlığı ve derin ve çarpıcı besteleri yaygınlaştıkça kabul etmeye başladım. 2000 li yıllara gelindiğinde artık Ortaç Sezen Aksu gibi kendine özgü bir ekol olmuştu. Aşağıdaki dizeler ise bilindiği gibi, onun 2010 yılındaki yine herkesin dillerinde dolaşan şarkı sözleridir.
Seni Çöpe Atacağım Poşete Yazık
Bir sigara yakacağım ateşe yazık
Aşk, gidene acımak mı? / Bu yükü taşımak mı?
Devamını Okuyun
Etiketler: ahmet fidan, aşk, aşk acısı, aşk mı sevgi mi, aşkın çaresizliği, bile bile lades, çöpe atılan duygu, çöpü boşaltabilmek, çöpün boşaltılamaması, mazoşistlik, pazar yazısı, piskoloji, serdar ortaç, Yaşam
Yalanı Pazarlama Sanatı
Doğru ve Dürüstlük “OUT”, Yalanı Profesyonel Olarak Pazarlama “İN”
Nerede ne yapsanız, kime ne söyleseniz hep dürüstlüğünüzden ve açık yürekliliğinizden kaybedersiniz.
Başarılara tam ulaşacakken, bir riyakar, bir sinsi gelir üstünüzü çizer.
…..
Bütün bunları niye mi yazıyorum.
İki şeyden tabi. Birincisi, bunları hemen her gün yaşayan birisiyim. İkincisi de, ben ve benim gibi olanlarla birlikte artık bu dünyada yerimizin olmadığı.
Devamını Okuyun
Etiketler: ahlak, ahlaki çöküntü, değer, insanX mrofesyonellik, profesyonellik, Psikoloji, sahte, sahtekârlık, yalan, yalan pazarlama sanatı, yalan pazarlaması, Yaşam
Omurgasız Tepki: Hee De Geç!
Omurgasızlara başta ben olmak üzere çoğumuz kızar, hatta ifrit olur. Onların genişlikleri, vurdumduymazlıkları, kişiliksizlikleri, tepkisizlikleri karşısında çoğu zaman kahroluruz. Ama toplum denilen örgütlü örgütsüz insan yığınının yıllar boyu varlığını sürdürebilmesi için omurgasız tipler kaçınılmazdır. Hatta toplumda omurgasız tipler birer çimento görevini üstlenirler. Demek ki neymiş, baştan bunca eleştirdiğimiz bu emsalsiz yaratıklar toplumların sulh ve sukunu, yönetimlerin bekası için vazgeçilmez bir faktörlermiş. Yani bunlar toplumun çimentolarıymış.
Omurgasızlar Uzun Yaşarlar!
Toplumun omurgasız tipleri kestaneyi çizdirmezler, uzun yaşarlar. Onlar için risk en büyük sorundur. Ve bu sorundan ustalıkla her zaman ve her yerde uzak durmayı başarırlar. Bir risk varsa eğer, omurgasız tipler, riske karşı bile geçimli Devamını Okuyun
Etiketler: insan, pazar yazısı, Psikoloji, Toplum, Yaşam