:: Siyaset/Politika
Kasım 20th, 2011 | in
Beslenme & Gıda,
Bilim & Teknoloji,
Çevre & Doğa,
Gezi ve Turizm,
Hikayeler,
Hukuk,
Kent/Şehir,
Kültür ve Sanat,
magazin,
Pazar Yazıları,
Psikoloji,
Sağlık,
Siyaset/Politika,
Tarih,
Toplum,
Yaşam |
1 yorum
Çiğdem der ki, ben elâyım/âlâyım, bendan âlâ çiçek var mı?
Çiğdem Çiçeği derler onun adına,
Kaneviçe dokur iğne yapraklarıyla,
Karın beyaz tenine bezediği morötesi tonlarıyla
Çiçeklerindeki oku nevbahara saplaya saplaya
Kışı yaza taşımanın yazı kışa taşımanın çilesin çeker gergef olur sarp yamaçlarda… (A. Fidan)
* * * * *
Zorlu kış mevsimi henüz pılını pırtısını toplamadan çiğdem filizlenmeye başlar topraktan. Gün yüzüne çıkmak için karın tamamen kalkmasını bile beklemez. Kardelene nazire yaparcasına beyaz karlar Devamını Okuyun
Etiketler: ahmet fidan, botanik, çiğdem, çiğdem çiçeği, çile, doğa, gıda, kış bahar, meşakkat, mutfak, nevbahar, pazar yazısı, Yaşam, yemek
İş yaşamında başarının en önemli unsuru, gönüllülük ve motivasyondur. Devletlerin dış / ulusal savunma hizmetleri, komuta kademesi haricinde, kadim harbiye/askeriye mantalitesine göre vatandaşların yükümlü/zorunlu olduğuaskerlik görevini yapmakta olan erkek vatandaşlar tarafından yürütülmektedir.
Selçuklu'dan Osmanlı'ya ulusal savunma sisteminin insan kaynağı faktörü önemli ölçüdedeğişmemiştir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla birlikte Türk ordusu, İstiklal harbinin de sıcaklığı ile zorunluluk esasına dayalı bir yükümlülük sistemine dayanmaktaydı. Ancak Devamını Okuyun
Etiketler: ahmet fidan, askeralma, askeriyede uzmanlaşma, askerliğin kısalması, askerlik, askerlik hizmetleri, asreklik, barışta ve savaşta, bedelli, BEDELLİ ASKERLİK, güvenlik, hazarda ve sahrada, kadınlara askerlik, orduda insan gücü yönetimi, profesyonel askerlik, savunma, silahlı kuvvetlerinde insan gücü yönetimi, türk silahlı kuvvetlerinin modernleşmesi, vicdani ret
Kasım 1st, 2011 | in
Anı & Günce,
Bilinçlenme,
Çevre & Doğa,
Dünya,
Eğitim,
Kent/Şehir,
Kültür ve Sanat,
Medya & İletişim,
Psikoloji,
Siyaset/Politika,
Toplum,
Yaşam |
Yorum Yapin
Biz Bu Yollarda Bu Şarkının Nakaratını Hep Söyler Dururuz!
Balık hafızalı yurdum insanı derler önüne gelen. Aynaya bakmaksızın, fütursuzca pervazsızca eleştirirler.
Hoş bu eleştirileri kendinden bîhaber insanlar şecaat bâbından söyleseler de, bu deyimi uyduran insanların fî tarihinden kalma atalarının da en az onlar kadar ENGİN ZEKALI(!) oldukları kesin.
Neden Balık Hafızasıymış!
Balıkların 2 saniye öncesini hatırlayamayan yaratıklar olduğu bilinse de bu bilgi tam anlamıyla SKOLASTİK yani SAKAT bir bilgidir. Zira balıklar en az fareler kadar hatta daha fazla olarak 6-7 ay öncesini çok rahatlıkla hatırladıkları, aldıkları eğitimi hafızalarında tuttukları bilinir. Tabi kitapları seyreden TELEVİZYONLARI okuyan, merak ettiğini öğrenmek için GOOGLE'un ilk sayfasının ilk satırından bile alt satırlara inmekten aciz yurdum Devamını Okuyun
Etiketler: balık hafızalılık, balık hafızası, balık hafızası ne demek, bayram, bilinç, bilinçlenme, deprem, doğal afet, Eğitim, felaket, insan, Kent, Kültür ve Sanat, Psikoloji, sel, skolastik düşünce, yangın, yapı, Yaşam, yurdum insanı
Taslağı hükümetin bakış açısıyla önemli ölçüde hazırlanmış olan, ama temel bazı noktalarda çok büyük uzlaşmalar gerektiren, siyasat ve sosyal anlamda mutabakat bağlamında çok daha fazla irdelenmesi gereken 2012 Anayasasının tüm hazırlıkları 12 Eylüle kadar yapılıp 12 Eylül tarihinde ya TBMM Genel Kurulu'nda ya da Resmi Gazetede yayınlanmalıdır.
Bu Anayasanın ilk sivil anayasa olacağından dolayı, 12 Eylül Askeri Müdahalesine gönderme yapılacak manidar bir tarihte kabul edilmeye çalışılmalıdır.
12 Eylülle ilgili olarak daha önce değinilerde bulunmuştum. "12 Eylül Çocuğu" başlıklı www.ahmetfidan.com/12–eylul-cocugu/26672] linli yazı(lar)ımda Devamını Okuyun
Etiketler: 12 eylül anayasası, 2 eylül darbesi, 2012 anayasası, anayasa, çağdaş anayasaa, Hukuk, ikibin oniki anayasası, ikibinoniki anayasası, insan, Toplum, Yaşam
"Kanunlar örümcek ağı gibidir, güçlüler onu deler geçer, güçsüzler takılı kalır"
Eşitlik veya hukuk veya adalet, hakikaten güçsüzlerin üzerinde demoklesin kılıcı gibi sallanan sanal veya gerçek bir olgudur. Tıpkı her yıl / dönem, Genel Hukuk veya Hukukun Temel Kavramları derslerimde vurguladığım sözdeki gibi. "Kanunlar örümcek ağı gibidir, güçlüler onu deler geçer, güçsüzler takılı kalır". Bu sözü eskiden bir deyim veya atasözü olarak söylüyordum. Ancak bu sözün bir atasözü değil de 161-180 yıllarının (M.S. II. yüzyıl) Roma İmparatoru, aynı zamanda Stoacı bir filozof olan Marcus Aurelius'a ait olduğunu sonradan öğrendim.
Dünyadan;
Dünyaya baktığımızda, gerek diğer dünya ülkelerinin Birleşik devletlerin (ABD'nin) sorumsuzca saldırılarına ve sömürgesine ve zulmune ses çıkar(a)maması, gerekse dünyanın Devamını Okuyun
Etiketler: Dünya, evrensellik, Hukuk, insan, kanun, küresel hukuk, Psikoloji, Siyaset, sosyoloji, Toplum, toplum bilim
Büyükşehir Belediyelerinin Demografik Açıdan Seyri:
Hala bir türlü eskitemediğimiz 1982 Anayasamızın 127. maddesi, büyük yerleşim yerleri için özel yönetim biçimi geliştirilebileceğinden bahsetmektedir. 3 Mart 2004 yılında yapılan değişikliğe göre büyük şehir belediyesi olmak içinönce 1.000.000 (bir milyon) nüfus gerekli görülmüş ve 5272 sayılı kanun çıkmış olsa da daha sonra Belediye Kanununun yeniden görüşülmesi sürecinde TBMM genel kurulundan 750.000 olarak geçmiştir. Nüfus sayısındaki bu azaltım aslında mantıklı idi. Çünkü 3030 sayılı eski Büyükşehir Belediyesi Kanununun (gerekçe kısmında) 300.000 nüfus şartından Devamını Okuyun
Etiketler: ana kent, bütün şehir, bütün şehir uygulaması, bütünşehir, bütünşehir ulgulaması, bütünşehirler, büyük şehir kanunu, büyükşehir, Kent, kent sosyolojisi, mahalli idare, metropoliten kent, mevzuat, politika, şehir, Siyaset, yasa, yerel yönetim, yerel yönetimler