:: Siyaset/Politika
Resim: Kararsız Seçmen Üzerine Kategorik Bir İnceleme
14 Mayıs 2023 seçimleri, kararsız kalınma lüksü olmayan / olamayan bir seçimdir. Yarınki seçim, Cumhuriyet Tarihimizin ikinci en önemli seçimidir. Yarınki seçim, Türkiye Cumhuriyetimizin Hayat Memat Meselesi haline gelmiş seçimidir.
Her şeye rağmen, hala kararsız kalanlar için, önce kararsızlık olgusunu kategorik olarak ele almak istiyorum.
KARARSIZ SEÇMEN KATEGORİLERİ:
- Zaman Bazında Kararsız Olanlar
- Daha önceki seçimlerde kararsız olmayıp ta müstakbel son seçimde kararsızlığa düşenler.
- Daha önceki seçimlerde zaten kararsız olup son seçimde de bu kararsızlığını devam ettirenler.
- Kararsız olmayıp ta o günkü şartlar altında dışsal baskılarla kararsız kategorisinde Devamını Okuyun
Resim: Majör Göstergeler Işığında Son Siyasal Durum
Akütakemiluyş > Uyilemaküt dedik yazımızın kısa başlığına.
Bilenler bilir, her ikisi daktilograf eğitiminde öğrenilen harf dizimleridir.
Bundan tamı tamına, 33 yıl önce almış olduğum daktiloyu kendi kendime öğrendiğim “Daktilograf” kitabında önce bunlar yazıyordu. Bunları yazmakla öğrenileceğini belirtiyordu kitap. Ve ben de 15 günde kendi kendime, konuşma hızında yazmayı öğrenmiştim.
Bu girizgah niye peki:
Elbette ki yarım yüzyıla yakın yazarlık ve gözlem tecrübeme artık güvenmeye başladığımı dile getirmek istiyorum ve tuşların bana verdiği seziye ve yetkiye dayanarak yazmakta olduğumu belirtmek istiyorum.
Başkaca bir niyetim yoktur.
Sıcak Siyasete daha doğrusu Z kuşağının anlayacağı dille, Aktif Politikaya gelecek olursak!(*)
Ağıralioğlu’nun açıklamaları karşısında, acaba disiplin süreci işletilecek mi diye düşünmek, siyaseti ve siyasal sistemi anlamamayı gerektirir.
Ağıralioğlu’na neden disiplin işlemi uygulansın ki, partisi adına değil kendi adına konuşmuştur. Partisinin
Devamını Okuyun
Etiketler: akp, CHP, HDP
Resim: Etik Kurullar ve Etik Kurulların Çalışmalarının ve Görev Alanlarının Etik Açıdan İrdelenmesi
Bir araştırmacıdan cevap verilmesi için, AKETDER (Akademide Etik Derneği) Danışma Kuruluna değerlendirmemiz için, aşağıdaki talep gelmiştir:
“Daha önce dört yıl, vakıf üniversitelerinde öğretim üyeliği yapmış, halen üniversite mensubu olmayan araştırmacıyım. Yarı yapılandırılmış mülakat tekniği kullanarak bir araştırma makalesi yazmayı planlıyorum. Mülakat yöntemi olduğundan çalışma için etik kurul onay belgesi alınması gerekmektedir. Üç üniversiteye başvurdum. Önceki çalıştığım üniversite, kurumdan ayrıldığım için başvurumu değerlendirmeye almadı ve yazılı olarak cevap yazdı. Bir devlet üniversitesi, kendi kurumlarında çalışan akademisyen ve lisansüstü öğrencilerinin etik kurul izin taleplerini değerlendirmeye aldıklarını belirtti ve telefonla bilgi verdi. Diğer devlet üniversitesi ise başvuruya cevap vermedi. Yönergelerinde de kendi kurumlarında çalışan akademisyen ve lisansüstü öğrencilerinin başvuru yapabileceği belirtilmiştir.
Bu durumda üniversitede olmayan araştırma yapamaz denmiş olmuyor mu? Bu durum etik açıdan uygun mudur? Başvuruların değerlendirmeye alınmaması iş yükündeki artış mıdır?”
Başvuru sahibi adına üzüntülerimi bildirmek isterim.
Ancak bu üzüntü vesilesi ile, bir çok sorunların çözümünü Devamını Okuyun
Resim: 2005 Yerel Yönetim Reformundan Ricat ve Yeni Yerel Yönetim Reformu Gereksinimi
Yerel yönetimlerle ilgili en son köklü değişim (reform) yerel yönetimler temel mevzuatlarında yasa düzeyinde 2005 yılında yapılmıştı. Bu süreçte, o zamanın Başbakanının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı kökenli olması nedeniyle ve özellikle İstanbul özelinde başarılı bir yerel yönetim tecrübesinin etkisiyle ihtiyaçların ve sorunların nasıl giderilebileceğine yönelik sağlıklı çözüm ve uygulama örnekleri olduğundan Yerel Yönetim ve Merkezi Yönetim noktasında ve kamusal hizmetlerin görülmesi açısından, teknik olarak tam teşekküllü olmasa da, “yetki” ilkesinden “genellik” ilkesine geçilmişti. Bu geçişle birlikte yerel yönetimler, kamusal mal ve /veya hizmet üretimlerinde temel aktör kuruluşlar haline gelmişlerdi.
Özellikle AKP iktidarının ilk iki döneminde bu ivme ve motivasyonla hakikaten güzel hizmetlerde bulunulmuş ve yerel yönetimler kamusal hizmet üretimlerinde dominant rolünü uzun bir süre oynamıştı.
Nevar ki, birinci olarak, 15 Temmuz Sürecinden sonra olağanüstü hal gerekçeleriyle, ikinci olarak, son yerel seçimlerde Ak Parti’nin büyük şehirlere ait yerel yönetimlerdeki iktidarı Millet İttifakı lehine kaybetmesiyle birlikte, kamu Devamını Okuyun
Etiketler: yerel yönetim
Resim: Siyasal Düşüncelerdeki Flörtleşme Karmaşasının Sonuçları
Yakın Dönem Türk Siyasal Hayatındaki Siyasal ve İdeolojik Evliliklerin Yumuşakçalaşma Süreci ve Cinin Şişeden Çıkması
Son 25 yılın belki de tek en iyi yönü, yakın dönem Türk Siyasal Hayatında her kesimin her kesimle bir şekilde bir dönem dahi olsa kurumsal evlilik ve flört dönemi yaşamış olmasıdır. CHP-Saadet, AKP-HDP, MHP-AKP, CHP-İyi Parti, İşçi (Vatan) Partisi-AKP, İyi Parti-HDP, CHP-HDP, Saadet-ÖDP-CHP-BBP… vs. Eski ideolojik ayrışmaları temsil eden her bir parti, hem iktidar hem muhalefet bloğunda birbiriyle çapraz-düz, simetrik-asimetrik, soyut-somut, doğrudan-dolaylı sıra dışı ne kadar olacaksa en az o kadar karmakarışık ilişkiler içine girdiler, ortaklık yaptılar, belki dost, belki kardeş, berki ortak belki işbirlikçi oldular. Bu ilişkiler bütünü evlilik olsaydı eğer, rengârenk çocuklar, hatta ucubeler doğardı. Çünkü bu süreçte bu partilerin hem ilişki türü, hem de ilişkide bulunan kitlelerin yapısı anomalilerle doluydu.
Kısaca, Z. Gökalp’ten gelen, Türkçülük-Batıcılık-İslam’cılık* akımlarını temsil eden, onlarca parti, hem iktidarda hem muhalefet kanalında çok yakın işbirliğine ve ortak kadere baş koydular.
Bu gün için hiç bir siyasi partinin hiç bir siyasi partiyi VATAN HAİNİ veya Devamını Okuyun
Resim: Zafer Bayramının Vecizesi: “Yurtta Barış Cihanda Barış”
Gençlik yıllarımda Atatürk’ün Yurtta Barış Cihanda barış sözüne gıcık olurdum. Biz barış derken, dünya üstümüze geliyor diye hayıflanırdım.
Zaman içinde düşünce iklimimde meydana gelen değişim, kültürel evrimleşme belki de olgunlaşma ile, bu sözün gerçekten de ayakları yere basan ne kadar veciz bir söz olduğunu anladım. Hiç bir dünya milleti başka ülkelere saldırmasın, sömürmesin.
Medeniyetse gerçekten dünya insanlarının amacı, herkes oturduğu yerde otursun. Amaaa, 1000 yıldan fazladır bizler Anadolu’da yaşıyoruz. Birileri kalkıp bizi yurdumuzdan atmak, bizi sömürmek isterse, ulus olarak dişimizle tırnağımızla mücadele verir yaşadığımız yurdu elbet savunuruz.
Bizim kurtuluş mücadelemiz savunma, hayatta kalma, yurdunu koruma mücadelesiydi. Bu topraklar Devamını Okuyun
Etiketler: 30 Ağustos, barış