Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

:: Toplum

 

Kasım 28th, 2010 | in Pazar Yazıları, Psikoloji, Toplum, Yaşam | 3 tane yorum

 

Çok ta Tınn!

 

Kasıntılıktan eklem yerleri kireçlenmiş, beğenmez kimseyi.
Darmadağınık duygular içinde yüzerken güya haklar herkesi.
Sen gölgemin oynaşmasıyla cebelleşen şirin şebek,
Emirler ve ithamlar yağdır dur, alıp alıp ver kendi kendine,
Ben gölgelerin sahibi, hayatın içgüdülerinin gülümseyişi,
Sen dışgüdülerinin esiri, değeryargılarının pençesi…

Sen günahımı ala ala bitiren,
Sen sevabımı göremeyip hayaTINdan eden,
Blöfe pas, reste rest, çok ta TINN!

Hesabı kitabı sever, onca hesapların ve kitapların arasına
Dipnotlar koyar bana dair, cümle cümle, yığın yığın.
Tekrarlar eder içinde, beş kere, on kere sıkılmadan baygın baygın, Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , ,

Soft-modern Tesellilerin Aygın-Baygın Takviyesi

Sorular içindeki sorunların içinde bulunan cevap kırıntılarını ıskalıyor görünüp te aslında sıkı hayatı(nızı) öylesine tîye alarak rölantide tuttuğunuz olur bazen. Siz sorunlarınızdan habersiz, onların çözümüne oldukça uzak göründükçe çevrenizdekilerin sizlere iştahlıca yardım etmek için gayrete girişmeleriyle bile dalga geçersiniz sessizce ve gülümseyerek.

Bu anlarda adeta bir tulûat sahnesinin önündeki bir yığın insanın hep bir ağızdan gülümsemesi kadar şiddetle gülümsersiniz, önce kendinize, sonra yokuş ortası vites küçültecek yerde sizi büyük vitese geçirmeye çalışan gayretlere…

Aslında yer yer içinize akıttığınız gülümseme efektlerinizi dışarıya taşırırsanız Devamını Okuyun

Etiketler: , , ,

 

Dünden devam…

III- Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Dünya Din İşleri İle Entegrasyonu:

Ülke siyasi yönetimi laik de olsa teorkatik te olsa, o ülkenin sınırları içinde bulunan vatandaşların dini ihtiyaçlarına karşı kayıtsız kal(a)mayacağı bellidir. O halde diyanet işleri nasıl tanımlanmakta, bu tanımda amaç tanıma nasıl ve ne oranda hükmedecektir?

Örneğin, “din” veya “diyanet” olgusu toplumu veya kitleleri yönetmek için bir maşa olarak mı görülmekte; yoksa tarım, sanayi, kültür, ulaşım vb. ihtiyaç ve hizmetler gibi teknik birer ihtiyaç olarak mı görülmektedir? Bu iki bakış kurumun normatif veya pratik tabanını oluşturacaktır.

Devamını Okuyun

Etiketler: ,

 
 

 

Diyanet İşleri Başkanlığı’na Ulusal ve Küresel Bakış (I)

Bardak Taşarsa Diyanet Şaşar mı?

 

I. İç Politik Gelişmeler ve Diyanet İşleri Başkanlğı

İlk diyanet işleri başkanımız Mehmet Rifat BÖREKÇİ CHP milletvekiliğinden ayrılmış ve Diyanet İşleri Başkanılığı’na getirilmiş ve 17 yıl bu görevde kalmıştı. M. Kemal ATATÜRK’ün gerçekleştirmiş olduğu bu tasarruf, daha sonraları hep tersine çalışmıştır. Yani önce Diyanet İşleri Başkanlığı görevine gelinmiş daha sonra oradan siyasete girilmiştir. Kısca Atatürk zamanında önce rozet sonra sarık takılmıştı, Atatürk ten sonraki dönemlerde çoğunlukla önce sarık sonra rozet takılmıştır.

Konunun hasasiyeti ve teşkilatın da kendine özgülüğü nedeniyle gerçekte ise, siyasete karşı dinin iştah Devamını Okuyun

Etiketler: , , , ,

 

Gemileri Yakmak Gerekirse Yakacaksın

Hep ben verdim, verdim verdim alAmadım
Hep ben dinledim, dinledim dinledim dinlenEmedim
Hep ben taşıdım, taşıdım taşıdım, taşınamAdım
Hep ben düşündüm, düşündüm düşündüm, düşünülEmedim.
Hep ben korudum, korudum korudum kollanılAmadım.

Benden gidenlerle bana gelenlerin karşılaştırmasını yapacaktım geçenlerde.
Öyle ya karşılaştırma yapmak gerektiğinde karşılaştıracaksın. Hayatın T cetvelini, borçlusunu alacaklısını  kaydedeceksin, mizanını çıkarıp bilançoya vuracaksın.
Öyle ya, hayatın kendisi zaten bir düzen içinde değil midir ki. Yüce Allah bile, “biz göğü kaldırdık ve dünyaya dengeyi koyduk” dememiş miydi. Devamını Okuyun

Etiketler: , , ,

1990 Öncesi ve 1990 Sonrası Türk Siyasal Hayatındaki Sinikler, Stoacılar, Entellektüeller, Dantellektüeller, Saklambaç Oyunları ve (A)sosyal demokratik Şizofreni

Tarihsel dönüm noktasını doğru mu ayırdım yanlış mı ayırdım o kadar da emin değilim. Ama temelde toplumsal / kentsel dönüşüm alanlarının fay hattının kabaca çizilmiş bir zamanlamasıdır bu 1990 lı yıllar.

1990 lı yıllar muhafazakar kesimin entellektüalitesinin gerilme şişme patlama arifesi yıllarıydı. Öyle ki, bu patlama 1994 yılında Refah Partisi’nin (yerel) iktidara geldiği yıllardı. En büyük çatlak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı sayın Sözen’in safahati, sabık İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel’in safahat içindeki sefaleti ve çöp dağlarının halk kitlelerini patlatırken pusuda sinmiş olan öteden beri kendini şarj etmekte olan (sinik) muhafazakar entelijensiyanın siyaseten siperlerinden çıkıp alanlarda aksiyon üretmesiyle başlamıştı. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , , , , , , ,