Editorial Letter:

Eğer, Keşke, Şayet…!

Eğer, şayet, keşke ifadeleridir geriye baktığımızda kurduğumuz cümlelerin başındaki sözcük. Ne çok isterdik bunca kaybedilmiş yılların olmamasını afetlere, felaketlere dirençli kentlerimiz olmasını ne çok isterdik ülkemizde ve tüm dünyada.

Dünyanın en büyük depremi 9,5 büyüklüğünde Şili Valdiva Depremidir. Bu depremden bu yana sadece 60 yıl geçmiştir. Bu günkü depreme asrın depremi ifadesini kullanmak, yıllarca süregelen ihmalleri küçültmekten başka bir anlamı yoktur.

En büyük pişmanlık bile dirençli kentlerin oluşturulmasında bizlere bir umuttur. Afetler Devamını Okuyun

Editorial Letter:

Daha çok konut mu optimum yerleşim mi?

Bataklığı kurutmak büyük özverileri ve uzun erimli planları ve politikaları gerekli kılar. Bu da hane halklarının çalışma ve konut alanlarının optimum tasarımı ile mümkündür. Aksi durumda, daha çok konut, daha çok trafik, daha çok çevre kirliliği, daha büyük ekonomik kayıplar, daha fazla zaman kaybı ve daha fazla iş stresi kaçınılmazdır. Daha fazla konut üretimi, tıpkı kent içi trafikteki yeni bir üst geçit veya alt geçit yapımının, söz konusu trafik sorununu çözmediğini sadece ve sadece ötelediği gibi sonuç üretecektir. Bunun yegâne çözümü, bireylerin konut talebi ile gerçek konut ihtiyacı arasındaki makası daraltmaktır. Bu da kamu Devamını Okuyun

Editorial Letter:

Yok Oluşa Karşı Direnme…

Bedelini tüm insanlığın ödeyeceği tüketim toplumunun sınırsız sorumsuz davranışlarının yanında, üretici firmaların kâr maksimizasyonunu temel alan tutumları ve eylemleri, bütünleşik olarak tüm insanlığı yok oluşa götürmektedir.

İşin ilginç yanı, iklim değişikliğine yol açan ve küresel ısınmaya neden olan göstergelerin kahir ekseriyeti, tüketici davranışlarından ziyade üretici firmaların bedava olan çevreyi sınırsız ve sorumsuz kullanmalarından kaynaklanmaktadır. Ayrıca, çokuluslu veya ulusüstü üretici Devamını Okuyun

Editorial Letter:

İklim değişmeden tutum değişikliği…

Insanların yüzbinlerce yıldan bu yana sürmekte olan biyolojik evrimi gibi, sosyolojik ve psikolojik evrimi de aynı şekilde devam edegelmiştir. Türümüz bir yandan araç gereç kullanmayı öğrenip geliştirdikçe bir yandan da toplum olarak yaşamalarından buyana kendi sosyal davranışlarını da düzeltmiştir. Kısaca, biyolojik evrimimiz, psikolojik ve sosyolojik boyutta da devam etmektedir.

Kaostan kozmoza doğru evrilmekte olan evrenimiz üst paragrafta bahsettiğimiz insanoğlunun varsayılan ayarını doğasına kodlamış olsa bile, insanlık kültürel anlamda egosantrik yaklaşımını düzeltme eğiliminde olmuştur. Bu bağlamda avcı toplayıcı dönemden bu yana her geçen gün toplumsal kurallar daha da Devamını Okuyun

Editorial Letter:

Kentlerde Normalleşme Arayışları

Birkaç Haftadan, Birkaç Yıla Uzayan Esneme!

Hatırlarsak, ülke liderleri ve Sağlık Bakanları salgın sürecinin ilk haftalarında bir iki haftaya bu salgın bitecek diye boy boy açıklama yapıyorlardı. Bilen biliyordu gerçi iki üç haftalık sürecin iki üç yıllık bir esnemeye karşılık geldiğini.

Önce evlere girmekte zorlanan kentsel yaşamın insanları, 2.5 yılın ardından hala sokaklara alışma sürecini yaşamakta. Yarın ne kadar süre ile ve daha ne tür maskeler kullanılmak zorunda kalınacağını bilmeksizin.

Kentsel alanlarda normalleşme süreçleri devam ederken, bütün insanlık, dijital dünya Devamını Okuyun

Editorial Letter:

Doğanın Tasarımı, İnsanın Tasarımına Karşı!

Planlamalardaki Uygulanabilirlik

Planlama, afet ve kriz yönetiminin en naif, en güvenli ve en proaktif vazgeçilmezidir. Planlamanın önemine ilişkin, tüm dünya toplumlarında binlerce vecize, atasözü veya deyim vardır. Salgınlarda da, kamu sağlığı açısından primer koruma, ergonomik ve sürdürülebilir planlamayı gerekli kılar.

İnsanoğlunun doğaya karşı egosantrik bir yapıda, kurguladığı, uyguladığı bütün tasarımlar, kısa vadede belki görülmese de orta vadede yüksek bir olasılıkla, uzun vadede ise kesinlikle doğa tarafından bozulmaya mahkumdur. Şu mantık tüm insanlar tarafından asla ve asla ihmal edilmemelidir. Doğaya hükmetmek için, onun ilkelerine Devamını Okuyun